검색어: alçakgönüllü (터키어 - 노르웨이어)

Çok alçakgönüllü.
det var litt nedlatende.

alçakgönüllü bir dahi.
et ydmykt geni.

alçakgönüllü ol. alçakgönüllü.
vær nå litt beskjeden.

alçakgönüllü kalmak istiyorum.
jeg vil ikke være svulstig.

hassas, kibar, alçakgönüllü.
følsom, vennlig og beskjeden.

gerçek kahramanlar alçakgönüllü olur.
en riktig helts signal er ydmykhet.

- alçakgönüllü mü oldun yoksa?
-du er kanskje blitt ydmyk.

Çünkü ben şu... alçakgönüllü insanlardanım.
fordi det er slik jeg er, ydmyk.

yaptığım iş alçakgönüllü olmamı sağlıyor.
gjør meg ydmyk. min bransje.

alçakgönüllü biri. melek gibi bir kalbi var.
from som et lam.

alçakgönüllü davranıp bu bağışı kabul ediyoruz.
vi mottar med ydmykhet dette tegn pa fromhet.

- sadece alçakgönüllü davranıyor - hayır değilim
jeg visste ikke hva jeg gjorde halve tiden, og jeg fikk nesten alltid hjelp. - han er bare beskjeden.

belki alçakgönüllü olmak için uygun bir zamandır.
det er kanskje på tide å vise min ydmykhet.

alçakgönüllü olduğunuzu biliyorum, ama açıklamanızı rica ediyorum.
jeg vet de er beskjeden, men jeg insisterer på et klart svar.

dünyadaki imparatorluğumda hepiniz alçakgönüllü bir şekilde çalıştınız.
dere har aiie tjent i beskjedne stiiiinger i mitt jordiske imperium.

alçakgönüllü serveti malı mülkü unvanı, mevkii olmadan.
som en enkel mann uten formue eller eiendeler. og uten noen offisiell tittel eller stilling.

tabii ki alçakgönüllü davranıyorsun, senin için uçmak kolaydır.
for deg som er flyvertinne er det vel lett å fly.

alçakgönüllü gibi gözüküyor... ama aslında dünyayı ele geçirmek istiyor.
det later som om det er ydmykt... men det vil egentlig erobre verden.

ve ertesi gün, alçakgönüllü arkadaşınız ve anlatıcınız özgür bir insandı.
allerede neste dag var deres ydmyke beretter en fri mann.

kim bu çocuk gibi alçakgönüllü olursa, göklerin egemenliğinde en büyük odur.
derfor, den som gjør sig liten som dette barn, han er den største i himlenes rike;