검색어: çakılmış (터키어 - 러시아어)

nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.
И Мы носили его на постройке из досок и гвоздей;

nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle (çakılmış gemi) üzerinde taşıdık.
И Мы носили его на постройке из досок и гвоздей;

onu, tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik; inkar edilmiş olan nuh'a mükafat olarak verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.
(И) плыл он [ковчег] перед Нашими глазами [под Нашим взором и охраной] как воздаяние тому, кого отвергли [Нуху].

yael siserayı kovalayan barakı karşılamaya çıktı. ‹‹gel, aradığın adamı sana göstereyim›› dedi. barak kadını izledi ve şakağına kazık çakılmış siserayı ölü buldu.
И вот, Варак гонится за Сисарою. Иаиль вышла навстречу ему и сказала ему: войди, я покажу тебе человека, которого ты ищешь. Он вошел к ней, и вот, Сисара лежит мертвый, и кол в виске его.

her Şeye egemen rab diyor ki, ‹‹o gün sağlam yere çakılmış kazık yerinden çıkacak, kırılıp düşecek, ona asılan yük de yok olacak.›› Çünkü rab böyle diyor.
В тот день, говорит Господь Саваоф, пошатнется гвоздь, укрепленный в твердом месте, и будет выбит, и упадет, и распадется вся тяжесть, которая на нем: ибо Господь говорит.

biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr gönderdik.
Мы послали на них сильный вихрь, который осыпал их камнями.