검색어: kışkırttığını (터키어 - 마케도니아어)

- beni nasıl kışkırttığını görüyor musun?
Гледаш како мора да ме провоцира?

geleceğini sanmıyordum. faye'nin seni bana karşı kışkırttığını düşündüm.
Мислев дека Феј те сврте против мене.

eski sırp siyasetçilerinden vuk draskoviç kamuoyuna yaptığı açıklamada, son çıkan çatışmalarda aşırılık yanlısı sırpların kuzeyde kfor'u kışkırttığını ileri sürdü.
Поранешниот српски политичар Вук Драшковиќ јавно рече дека српските екстремисти го провоцирале КФОР на северот за време на неодамнешните судири.

avrupa parlamentosu, göç karşıtı hollandalı bir partinin kurduğu ve hollanda vatandaşlarını bulgar, leh ve romen işçilerin yol açtığı sıkıntıları bildirmeye davet eden web sitesinin "ayrımcılığı açıkça kışkırttığını" söyledi.
Специјалната веб-страница поставена од страна на анти-имиграциона холандска партија која ги поканува холандските граѓани да пријават непријатности од бугарските, полските и романските работници „отворено поттикнува дискриминација“, објави Европската партија.

ab parlamentosu üyeleri, geert wilders'in göç karşıtı partisinin ab'li işçilere karşı "ayrımcılığı açıkça kışkırttığını" ve hollanda toplumuna nifak tohumları ektiğini söyledi. [reuters]
Анти-имиграционата партија на Герт Вилдерс „отворено поттикнува дискриминација“ против работниците на ЕУ и шири раздор во холандското општество, велат парламентарците на ЕУ. [Ројтерс]