검색어: çalıştığını (터키어 - 바스크어)

bana nasıl çalıştığını göstersene.
erakutsi nola funtzionatzen duen, ongi?

- beni durdurmaya çalıştığını söylerim.
ni geldiarazten saiatu zinela esango diot.

biraz uyumaya çalıştığını düşünüyordum.
uste nuen lo egiten saiatzen ari zinela.

- nasıl çalıştığını biliyor musun?
- badakizu nola ibilarazi?

ne söylemeye çalıştığını anladım, logue.
ulertzen dut esanahi zenuena, logue.

- bu sadece faksın çalıştığını kanıtlar.
- benetan? fax-a badabillela frogatzen du, besterik ez.

- affedersin, ne demeye çalıştığını anlamadım.
- barkatu, ez zaitut jarraitzen.

briggs'in senin için çalıştığını biliyorum.
briggsek zuretzat egiten du lan.

kafanın nasıl çalıştığını bilmediğimi mi sanıyorsun?
uste duzu ez dakidala nola jarduten duen zure garunak?

bir yerlerde çalıştığını veya nişanladığını falan sanıyordum.
uste nuen beste toki baten egongo zinela.

belki ona insanların evinde çalıştığını söylemediği içindir.
agian haserretu egin zen baimena eskatu gabe lan egiten zuela jakitean.

bak, moskova polyakov'un onlar için çalıştığını sanıyor.
begira, moskuk uste du polyakovek... beraientzako lan egiten duela.

seni işe alırken babanla kingston'da çalıştığını not almışım.
hitzartu zintudanean, esan zenuen zure aitarekin kingstonen lan egin zenuela.

Şimdi. sana kaminsky'nin hayatı uzatmaya çalıştığını söylemiştim.
esan nizun kaminskyk bizitza luzatzea nahi izan zuela.

hiç okuyucu bulunamadı. 'pcscd' komutunun çalıştığını kontrol edin
ez da irakurgailurik aurkitu. begira ea 'pcscd' abiaturik dagoen

- birlikte çalıştığımız.
- lan egiten egon "garen".