검색어: kurtulacağını (터키어 - 스와힐리어)

ve onlardan, kurtulacağını sandığına beni dedi, efendine anlat.
na akamwambia yule aliye jua kuwa atavuka katika wale wawili: nikumbuke kwa bwana wako.

o ikisinden, kurtulacağını öngürdüğü kimseye, "beni rabbinin yanında an," dedi.
na akamwambia yule aliye jua kuwa atavuka katika wale wawili: nikumbuke kwa bwana wako.

İkisinden, kurtulacağını sandığı kimseye yusuf: "efendinin yanında beni an" dedi.
na akamwambia yule aliye jua kuwa atavuka katika wale wawili: nikumbuke kwa bwana wako.

yûsuf o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğüne şöyle dedi: "rab edindiğin kişi yanında beni an."
na akamwambia yule aliye jua kuwa atavuka katika wale wawili: nikumbuke kwa bwana wako.

onlardan kurtulacağını anladığı arkadaşına: “efendine benden bahset, suçsuz olduğumu hatırlat,” dedi.
na akamwambia yule aliye jua kuwa atavuka katika wale wawili: nikumbuke kwa bwana wako.

"sonra da onun arkasından yağışlı bir sene gelecek ki, halk onda sıkıntıdan kurtulacak, (üzüm, zeytin gibi mahsülleri) sıkıp faydalanacak."
kisha baada ya haya utakuja mwaka ambao katika mwaka huo watu watasaidiwa, na watakamua.