검색어: böylelikle (터키어 - 스페인어)

böylelikle elçiler lut ailesine geldiklerinde,
cuando los enviados llegaron a la familia de lot,

böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar.
y dieron media vuelta, apartándose de él.

böylelikle onu yalanladılar, biz de onları yıkıma uğrattık.
le desmintieron y les aniquilamos.

böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.
y no pudieron escalarla, ni pudieron abrir brecha en ella.

"göklerin yollarına. böylelikle musa'nın ilahına çıkabilirim.
las vías que conducen al cielo, y suba al dios de moisés.

böylelikle biz ona: "gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap.
y le inspiramos: «¡construye la nave bajo nuestra mirada y según nuestra inspiración !

bu husus böylelikle uuim ve ortakları için yeni bir projeye dönüşebilir.
su consecución se convertirá en un nuevo proyecto para el ond y sus socios.

artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.
de él comerán y llenarán el vientre.

böylelikle büyücüler, bilinen bir günün belli vaktinde biraraya getirildi.
los magos fueron convocados para una determinada hora del día convenido

böylelikle işlediğinin vebalini tatmış olsun. allah geçmişte olanı bağışladı.
alá perdona lo pasado, pero alá se vengará del reincidente.

böylelikle ben, o inkar edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim.
concedí una prórroga a los infieles.

böylelikle (musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi.
tiró su vara y se convirtió en auténtica serpiente.

biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik.
hemos hecho bajar agua del cielo y crecer en ella toda especie generosa.

(böylelikle) bunlar, gerçekten kafirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler.
entonces, atestiguarán contra sí mismos su incredulidad.

biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.
les hemos puesto una barrera por delante y otra por detrás, cubriéndoles de tal modo que no pueden ver.

"veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp-bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin."
o se filtre su agua por la tierra y no puedas volver a encontrarla».

böylelikle babalarına döndükleri zaman, dediler ki: "ey babamız, ölçek bizden engellendi.
de vuelta a su padre, dijeron: «¡padre! se nos ha negado el grano.

böylelikle kendi kavmini küçümsedi, onlar da ona boyun eğdiler. gerçekten onlar, fasık olan bir kavimdi.
extravió a su pueblo y éste le obedeció: era un pueblo perverso.

andolsun, İblis, kendileri hakkında zannını doğrulamış oldu, böylelikle iman eden bir grup dışında, ona uymuş oldular.
iblis confirmó la opinión que se había formado de ellos. le siguieron todos, menos un grupo de creyentes.

böylelikle, senden kendi bazı işleri için izin istedikleri zaman, dilediklerine izin ver ve onlar için allah'tan bağışlanma dile.
si te piden permiso por algún asunto suyo, concédeselo a quien de ellos quieras y pide a alá que les perdone.