검색어: sağlamak (터키어 - 스페인어)

sağlamak
facilitar

kriz kontrolü uyum sağlamak demek değildir
de hecho, ha comenzado a infiltrarse

kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz.
estamos anticipándoles las cosas buenas?

uyuşturucu izleme merkezinin başarılı olmasını sağlamak
garantizar un observatorio nacional de drogas es un éxito

güvenlik sağlamak amacıyla dizinler henüz desteklenmiyor.
por motivos de seguridad, los directorios aún no están implementados.

avrupa’da gıda güvenliğini sağlamak konusunda kararlı
comprometidos para garantizar la salud de los alimentos europeos

2010 teklif Çağrıları sağlamak da başlıca ihtiyaçlardan birisi olacaktır.
a partir de la convocatoria de 2010, ssh ampliamente accesible y sólida que prepare el el programa ssh reconoce que, para mejorar su terreno para el desarrollo común de infraestructuras de investigación en materia de ssh.

annelerin, münasip şekilde yiyeceğini giyeceğini sağlamak, babanın görevidir.
el padre debe sustentarlas y vestirlas conforme al uso.

parley' in bir sözcük türünün gramatik anlamını bilmesini sağlamak için.
para dejar que parley conozca el significado gramatical del tipo de palabra.

bazı denetimler için sayıştay, uzmanlık bilgisi sağlamak üzere dış uzmanlardan faydalanır.
en algunos controles, el tribunal recurre a expertos externosque le faciliten conocimientos especializados específicos.

uygulamanız için bir 'sistem çekmecesi yakalayıcısı sağlamak istiyorsanız bu seçeneği işaretleyin.
marque esta opción si desea tener un bandeja del sistema que maneje su aplicación.

opera, sonraki ziyaretlerde daha hızlı bir gezinti sağlamak için sayfaları önbelleğe kaydeder.
opera guarda páginas en el caché para mostrarlas más rápido la próxima vez que visite el sitio

kureyş'in ilâfı (güven ve barış andlaşmalarından faydalanmalarını sağlamak) için.
por el pacto de los coraixíes,

• tematik çalışmalarımızda avrupa komisyonu ekibiyle işbirliği yapmak ve yönetsel tutarlılığı sağlamak;
• colaborando con el personal de la comisión europea en nuestro trabajo temático y a fin de asegurar la coherencia administrativa;

allah'ın yanında yakınlık sağlamak için edindikleri ilahlar, onlara yardım etseydi ya!
¿por qué no les auxiliaron aquéllos a los que, en lugar de tomar a alá, habían tomado como dioses para que les acercaran?

allah'ı bırakıp da kendilerine yakınlık sağlamak için edindikleri ilâhları onlara yardım etselerdi ya!
¿por qué no les auxiliaron aquéllos a los que, en lugar de tomar a alá, habían tomado como dioses para que les acercaran?

allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya!
¿por qué no les auxiliaron aquéllos a los que, en lugar de tomar a alá, habían tomado como dioses para que les acercaran?

1.birlik, özellikle Üye devletlerin iktisadi politikalarıiçin genişyönelimli anahatlar benimseyerek, söz konusu politikaların koordinasyonunu sağlamak için önlemleralır.
1.la unión adoptará medidas con miras a garantizar la coordinación de laspolíticas económicas de los estados miembros, en particular adoptando las orientaciones generales de dichas políticas.

4.avrupa yasalarıve çerçeve yasaları, Üye devletlerde etkili ve eşit derecedekoruma sağlamak amacıyla, birlik’in mali çıkarlarınıetkileyen dolandırıcılığıönlenmesi
5.a lo largo del procedimiento que lleva a la adopción del marco financiero,el parlamento europeo, el consejo de ministros y la comisión adoptarán cualquiermedida necesaria para facilitar la finalización del procedimiento.

allah'tan başka, o'na yakınlık sağlamak amacıyla edindikleri tanrılar kendilerine yardım etmeli değil miydi?
¿por qué no les auxiliaron aquéllos a los que, en lugar de tomar a alá, habían tomado como dioses para que les acercaran?