검색어: sinir (터키어 - 스페인어)

sinir
nervio

sinir hücresi
neuronal

sempatik sinir sistemi
sistema nervioso simpático

gerçekten sinir ediyor.
muy molesta por ello.

beyin ve sinir cerrahisi
neurocirugía

ruh ve sinir hastalıkları hastanesi
manicomio

bu sinir bozucu işte daha fazla kalamayacağım.
no podré seguir en este trabajo tan frustrante.

fakat iş görüntülerin aktarılmasına gelince işlemlerin yavaşlığı bazen gerçekten sinir bozucu olabiliyor.
pero tengo que admitir que el prolongado tiempo de transferencia me pone a veces nervioso.

tarım ilaçları, sözgelimi sinir aktarımını etkileyerek veya hormonları taklit ederek, hayatî biyolojik süreçleri bozar.
los plaguicidas alteran los procesos biológicos vitales, por ejemplo, afectando a la transmisión nerviosa o reproduciendo la función de algunas hormonas.

bitlis ruh ve sinir hastalıkları hastanesi de, n.y.'nin tecavüzden psikolojik olarak zarar gördüğünü açıkladı.
el hospital psiquiátrico de bitlies mencionó que n.y. estaba psicológicamente afectada por la violación.

buna ek olarak, sinir biliminde kaydedilen gelişmeler bağımlılığa ilişkin biyolojik mekanizmalara dair anlayışımızı geliştirmiş olmakla kalmayıp, artık bazı yenilikçi yaklaşımlara da olanak sunmaktadır.
esto significa que un número cada vez mayor de consumidores de droga se enfrenta al sistema de justicia penal sólo para recibir una sanción administrativa o de carácter menor.

bu kimyasallara maruz kalınması, sperm sayısında azalma, genital kusurlar, sinir sistemi gelişiminde bozulma, cinsel fonksiyon bozuklukları, obezite ve kanserle ilişkilendirilmiştir.
un problema relativamente nuevo en este contexto son los residuos de los aparatos eléctricos y electrónicos, que contienen metales pesados, pirorretardantes u otras sustancias peligrosas.

her iki madde de merkezi sinir sistemi uyarıcısı olup aynı eylem mekanizmasını paylaşmakta ve benzer davranışsal etkiler, tolerans, geri çekilme ve uzatmalı (kronik) kullanım etkileri bulunmaktadır.
sin embargo, parece existir un interés creciente entre los jóvenes por las sustancias alucinógenas naturales.

amerika birleşik devletleri ve birleşik krallık’ın da dahil olduğu bazı ülkelerde hali hazırda, kokaini merkezi sinir sistemine ulaşmadan kan dolaşımında durdurabilen antikorlar geliştirmek yoluyla immünoterapi tedavisi seçenekleri oluşturmaya yönelik önemli oranda yatırım yapılmaktadır (kokain bağımlıları için immünoterapi hakkındaki kutuya bakınız).
la cocaína se consume con frecuencia en combinación con otras drogas legales o ilegales complementarias, como el cannabis (31,6 %), los opiáceos (28,6 %) o el alcohol (17,4 %) (157). los estudios locales de consumidores de drogas por vía parenteral indican que, en algunas zonas, podría estar aumentando la popularidad de la combinación de heroína y cocaína en una sola inyección, combinación a la que los consumidores suelen llamar «espídbol».