검색어: soluk borusu (터키어 - 스페인어)

soluk borusu
tráquea

soluk
aliento

yemek borusu
esófago

soluk alıp vermezler.
tienen orejas, pero no oyen; tampoco hay aliento en sus bocas

soluk mavi$ff9955
azul opaco$ff9955

değerinden daha soluk olan yıldızlar
estrellas menos brillantes que

soluk almağa başlayan sabaha,
¡por la mañana cuando respira!

soluk soluğa koşan (at)lara andolsun,
¡por los corceles jadeantes,

"mount" komutunun borusu kapatılamadı: %s
no se pudo cerrar la tubería de la orden `mount': %s

seçilirse, harita hareket ederken soluk yıldızlar gizlenecek.
si se selecciona, entonces las estrellas más débiles se ocultarán cuando el mapa esté girando.

bundan daha soluk olan yıldızlar harita hareket ederken gösterilmeyecekler.
las estrellas más débiles que esta no se dibujarán cuando el mapa esté girando.

rabbin ruhu onu kaçırtacak. ‹‹soluk›› anlamına da gelir.
desde el occidente temerán el nombre de jehovah; y desde donde nace el sol, su gloria. porque él vendrá como río encajonado, sobre el cual impele el soplo de jehovah

soluk alan her tür canlı çifter çifter nuhun yanına gelip gemiye bindi.
y vinieron al arca, a noé, de dos en dos, de todos los seres que respiran

‹‹ancak tanrınız rabbin miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız.
pero en las ciudades de estos pueblos que jehovah tu dios te da por heredad, no dejarás con vida a ninguna persona

İsrailliler kentteki bütün canlıları kılıçtan geçirip yok ettiler. soluk alan bir tek kişiyi esirgemediler. ardından yeşu hasoru ateşe verdi.
mataron a espada a todo cuanto tenía vida en ella, destruyendo y no dejando nada vivo. e incendió a hazor

bahtsızlar ateştedirler. onların orada (o bunaltıcı ateş içinde) bir soluk alıp verişleri vardır ki!...
los desgraciados estarán en el fuego, gimiendo y bramando,

ekim 1998’de komisyon uzaktan ısıtma borusu üreticileri arasında yapılmış, kamu kuruluşlarındaki ihaleler için fiyatları ve koşulları sabitleyen bir kartele son verdi.
en octubre de 1998, la comisión europea intervino para poner fin a un cártel entre productores de conductos para calefacción urbana que fijaban conjuntamente los precios y las condiciones de su participación en las licitaciones de las autoridades públicas.

İnternette -soluk alma güçlüğü, kusma, mide bulantısı, göz yaşarması gibi- gazın etkilerini gösteren yüzlerce video bulunmaktadır.
hay centenares de videos mostrando los efectos del gas: lágrimas, náusea, vómito, dificultades para respirar.

yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.
y murió todo ser que se desplaza sobre la tierra, tanto las aves como el ganado, las fieras, los animales que se desplazan sobre la tierra y todos los hombres

sura üflendi, “kalk!” borusu çaldı!..İşte mezarlarından kalkıp, rab'lerinin huzurunda duruşmaya koşuyorlar...
se tocará la trompeta y se precipitarán de las sepulturas a su señor.