검색어: yattığı (터키어 - 스페인어)

bu kadın geceleyin çocuğunun üzerine yattığı için çocuk ölmüş.
cierta noche murió el hijo de esta mujer, porque ella se recostó encima de él

Âdet gördüğü günlerde kadının üzerinde yattığı ya da oturduğu her şey kirli sayılacaktır.
todo aquello en que se acueste o se siente durante su impureza quedará inmundo

bu sonuncusu bazı profesyonellerin çıkarının kurumun performansından ziyade kurumun konumunda yattığı durumlarda gözlemlenebilir.
esta última situación puede observarse en los casos en los que el interés de algunos profesionales puede centrarse más en la posición de la institución, que en su rendimiento.

bilim insanları Çamur çulluğu popülasyonunun azalmasının kaynağında çiftçilerin çimleri erken biçmelerinin yattığı konusunda hemfikirdir.
los científicos coinciden en que el adelanto de las prácticas de siega de los agricultores es la principal causa del descenso de la población de agujas.

adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı yatağı topladı ve tanrıyı yücelterek evine gitti.
de inmediato se levantó en presencia de ellos, tomó la camilla en que estaba recostado y se fue a su casa glorificando a dios

kalabalıktan ona yaklaşamadıkları için, bulunduğu yerin üzerindeki damı delip açarak felçliyi üstünde yattığı şilteyle birlikte aşağı indirdiler.
y como no podían acercarlo a él debido al gentío, destaparon el techo donde jesús estaba, y después de hacer una abertura bajaron la camilla en que el paralítico estaba recostado

Âdet gören kadının kirliliği onunla yatan adama da bulaşır. adam yedi gün kirli kalır ve yattığı her yatak kirli sayılır.
"si algún hombre se acuesta con ella y su menstruo se vierte sobre él, quedará impuro durante siete días. toda cama en que él se acueste quedará inmunda

kadından hoşnut kalmazsa, onu özgür bıraksın. kadınla yattığı için onu parayla satmasın, ona köle gibi davranmasın.››
pero sucederá que si ella no te agrada, la dejarás ir libre, a su propia voluntad. no la venderás por dinero ni la tratarás brutalmente, porque la has deshonrado

davut uriyayı çağırdı. onu sarhoş edene dek yedirip içirdi. akşam olunca uriya efendisinin adamlarıyla birlikte uyumak üzere yattığı yere gitti. yine evine gitmedi.
david le invitó, y urías comió y bebió con él; y le emborrachó. pero al anochecer él salió a dormir en su cama con los siervos de su señor, y no descendió a su casa

adamın üzerine oturduğu ya da yattığı herhangi bir eşyaya dokunan, akşama kadar kirli sayılacaktır. bu eşyaları taşıyan herkes giysilerini yıkayacak, yıkanacak, akşama kadar kirli sayılacaktır.
cualquiera que toque algo que ha estado debajo de él quedará impuro hasta el anochecer. el que cargue tales cosas lavará su ropa, se lavará con agua y quedará impuro hasta el anochecer

Şimdi bunların, size hemen inanacaklarını ümit mi ediyorsunuz? halbuki bunlardan bir grup vardı ki, allah'ın kelâmını işitirlerdi de sonra ona akılları yattığı halde bile bile onu tahrif ederlerdi.
¿cómo vais a anhelar que os crean si algunos de los que escuchaban la palabra de alá la alteraron a sabiendas, después de haberla comprendido?

bunun altında mantıklı bir neden yattığına eminim ancak 28mm geniş açının canon'un ihmal etmemesi gereken bir özellik olduğunu düşünüyorum.
estoy seguro que hay una razón para que sea así, pero personalmente creo que un gran angular de 28mm es una característica que canon no debía haber pasado por alto.