검색어: çağırmıştın (터키어 - 슬로바키아어)

beni konuşmaya çağırmıştın.
pozvala si ma, aby sme sa porozprávali.

veda etmek için çağırmıştın.
prišiel si sa s ňou rozísť. - kam by sme išli?

- bizi savaşa sen çağırmıştın.
- veď ste nás povolali do boja.

beni sen çağırmıştın hatırladın mı?
- veď si ma pozvala, pamätáš?

dört yıl önce onu yemeğe çağırmıştın.
pred štyrmi rokmi si ju pozval na obed.

seninle vedalaşmam için beni buraya çağırmıştın.
požiadal si ma, aby som sa s tebou prišiel rozlúčiť.

evine de zaten, o yüzden çağırmıştın.
preto si sa urobil ako prvý.

- pasifik kulübüne ilk kez... gittiğimde orada beni öyle çağırmışlardı.
moj brat ma vzal do obcianskeho klubu, ked som bol este dost maly.