검색어: halası (터키어 - 슬로바키아어)

- paul'un halası.
- paulova teta.

Çarın halası mı?
carova tetka?

kız kardeşi değil, halası.
nie jej sestra, jej teta.

İstersen burada halası ile kal.
alebo môžeš ostať tu dole s jej tetou.

- ben bobbie, gary'nin halası.
- som bobbie, garyho teta.

Çarın halası: efrosinia staritskaya:
efrosinia staritskaya, carova teta

dedesi, amcası ve halası da yok.
chápem. takže, harvey, máš nejakých súrodencov?

ve zaten şu an halası da orada.
a jej teta je už tam.

halası da olabilir, seyahat acentası da.
môže to byť jeho teta, alebo turistická kancelária.

nick'in halası ailesinin yanına taşındı.
nickova teta opustila mesto a šla k rodine.

babası hapiste olduğu için halası onu büyüttü.
vychovalal ju jeho sestra, lebo bol vo väzení.

o, joo joong won'un halası değil mi?
nebol som schopný zažmúriť oko. to ma mrzí.

bir tane halası var. vasiyetinde her şeyini bir arkadaşına bırakmış.
mala tetu, ktorá v testamente odkázala všetko priateľke.

patrick'in halası olarak, bir iki şey söylemek istiyorum.
ako patrickova teta, cítim sa povinná povedať niekoľko slov.

evet. yangın, tüm o hayvan saldırıları. hepsini onun halası yaptı.
hej, požiar, všetky zvieracie útoky - to bola jej teta.

babaannesi hapse girmişti, sırada halası alexis olabilir! ciddi ol anne.
predtým bola v base stará mama, a teta alexis možno bude v base potom.

vega'nın dosyasında en yakın akrabası tempa'daki halası olarak gözüküyor.
zložka vegovej hovorí, že najbližšia príbuzná je teta v tampe.

serena'nın halası carol rhodes kızı charlie'ymiş gibi davranmam için bana para verdi.
serenina teta, carol rhodesová, mi zaplatila, aby som sa hrala na jej dcéru charlie.

frankocu bir kızkurusu olan halası tarafından yetiştirildi. hayatının son 5 yılında... hastalığı boyunca ona luisa baktı.
vychovávala ju teta a franchist who fell sick and was taken care of by luisa in her last 5 years of life.

sırf baş muhafızın halası ve hekim başı'na yardım eden hekim oturup beklememi söyledi diye oturup bekleyecek miyim?
kto je ďalší?