검색어: yaralandığını (터키어 - 슬로바키아어)

yaralandığını duymadım.
nepočul som o žiadnych zraneniach.

yaralandığını bile anlayamamış.
ale nevie čo je to bolesť.

düştüğünde yaralandığını söylemiştin.
povedal si, že si sa počas pádu zranil.

john'un yaralandığını gördüm.
videla som ho.videla som toho, čo ublížil johnovi. videla som ho.

yaralandığını zannettim. - Üzgünüm.
myslela som si, že si zranený.

nasıl yaralandığını anlatmak gibi.
napríklad ako si prišiel k tým zraneniam.

birincisi, asla yaralandığını çaktırma.
po prvé, nech nevidia že krvácaš.

terrrence'ın yaralandığını söylediler.
volali mi. povedali, že terrence sa zranil.

diane, yaralandığını duyduğumda çıldırdım.
diane, keď som sa dozvedel, že si zranená, skoro som zošalel.

avukat park'ın yaralandığını duydum.
prišla som, pretože som sa dozvedela, že právnik park bol zranený.

- ...nasıl yaralandığını sorunca, onlara...
keď tu dorazí záchranka a opýta sa ťa, kde si sa zranil... pri nehode.

- İyiyim. - yaralandığını sanmıştım. İyiyim.
myslela som si, že si zranený.

daha önce birinin böylesine yaralandığını görmemiştim.
nikdy som nikoho nevidel až tak sa zraniť.

nerede yaralandığını söylemek ister misin?
môžte mi povedať, kde ste boli zranený?

bay yan'ın shaolinler tarafından yaralandığını duydum
počula som, že p.yan je ranený shaolincami.

bence sen de kimsenin yaralandığını görmek istemezsin.
nemyslím si že chcete niekoho zraniť.

fbi için profil çıkarma işi yaparken yaralandığını söyledik.
bolo mu povedané, že bol zranený počas profilovania fbi. dobre.

efendim, wu tong'dan bay yan'ın yaralandığını keşfettik
majster, zistili sme, že p.yan z wu-tongu je zranený

- evet, biri yaralandığını söyledi. bir yerini kesmiş sanırım.
Áno, počul som ako hovoria, že jeden z nich bol zranený, že bol porezaný.

kadının düşündüklerinden daha kötü yaralandığını ve bir daha hiç çalışamayabileceğini söylüyorlar.
tá žena je zranená viac ako si mysleli, a možno už nikdy nebude môcť pracovať.