검색어: mayasız (터키어 - 아랍어)

fısıh denilen mayasız ekmek bayramı yaklaşmıştı.
وقرب عيد الفطر الذي يقال له الفصح.

fısıh kurbanının kesilmesi gereken mayasız ekmek günü geldi.
وجاء يوم الفطير الذي كان ينبغي ان يذبح فيه الفصح.

o gece ateşte kızartılmış et mayasız ekmek ve acı otlarla yenmelidir.
ويأكلون اللحم تلك الليلة مشويا بالنار مع فطير. على اعشاب مرّة ياكلونه.

yedi gün mayasız ekmek yiyecek, yedinci gün rabbe bayram yapacaksınız.
سبعة ايام تأكل فطيرا وفي اليوم السابع عيد للرب.

huzurumdaki mayasız ekmek sepetinden bir somun, yağlı pide ve yufka al,
ورغيفا واحدا من الخبز وقرصا واحدا من الخبز بزيت ورقاقة واحدة من سلة الفطير التي امام الرب.

mayalı bir şey yemeyeceksiniz. yaşadığınız her yerde mayasız ekmek yiyeceksiniz.››
لا تأكلوا شيئا مختمرا في جميع مساكنكم تأكلون فطيرا

on beşinci gün rabbin mayasız ekmek bayramıdır. yedi gün mayasız ekmek yiyeceksiniz.
وفي اليوم الخامس عشر من هذا الشهر عيد الفطير للرب. سبعة ايام تأكلون فطيرا.

eğer sunu sacda pişirilmiş tahıl sunusu ise, zeytinyağıyla yoğrulmuş mayasız ince undan yapılmalı.
وان كان قربانك تقدمة على الصاج تكون من دقيق ملتوتة بزيت فطيرا.

birinci ayın on dördüncü gününün akşamından yirmi birinci gününün akşamına kadar mayasız ekmek yiyeceksiniz.
في الشهر الاول في اليوم الرابع عشر من الشهر مساء تاكلون فطيرا الى اليوم الحادي والعشرين من الشهر مساء.

bayramın ertesi günü, tam o gün, ülkenin ürününden mayasız ekmek yaptılar ve kavrulmuş başak yediler.
وأكلوا من غلة الارض في الغد بعد الفصح فطيرا وفريكا في نفس ذلك اليوم.

‹‹ ‹birinci ayın on dördüncü günü fısıh bayramını yedi gün kutlayacak, mayasız ekmek yiyeceksiniz.
في الشهر الاول في اليوم الرابع عشر من الشهر يكون لكم الفصح عيدا. سبعة ايام يؤكل الفطير.

İnce buğday unundan mayasız ekmek, zeytinyağıyla yoğrulmuş mayasız pideler, üzerine yağ sürülmüş mayasız yufkalar yap.
وخبز فطير واقراص فطير ملتوتة بزيت ورقاق فطير مدهونة بزيت. من دقيق حنطة تصنعها.

mısırdan getirdikleri hamurla mayasız pide pişirdiler. maya yoktu. Çünkü mısırdan kovulmuşlar, kendilerine azık hazırlayacak zaman bulamamışlardı.
وخبزوا العجين الذي اخرجوه من مصر خبز ملة فطيرا اذ كان لم يختمر. لانهم طردوا من مصر ولم يقدروا ان يتأخروا. فلم يصنعوا لانفسهم زادا

bunun için eski mayayla -kin ve kötülük mayasıyla- değil, içtenliğin ve dürüstlüğün mayasız ekmeğiyle bayram edelim.
اذا لنعيد ليس بخميرة عتيقة ولا بخميرة الشر والخبث بل بفطير الإخلاص والحق

yeruşalimdeki İsrailliler mayasız ekmek bayramını yedi gün büyük sevinçle kutladılar. levililerle kâhinler rabbi yüceltmek amacıyla kullanılan yüksek sesli çalgılarla her gün onu övüyorlardı.
وعمل بنو اسرائيل الموجودون في اورشليم عيد الفطير سبعة ايام بفرح عظيم وكان اللاويون والكهنة يسبّحون الرب يوما فيوما بآلات حمد للرب.

rabbin meleği elindeki değneğin ucuyla ete ve mayasız pidelere dokununca kayadan ateş fışkırdı. ateş eti ve mayasız pideleri yakıp kül etti. sonra rabbin meleği gözden kayboldu.
فمدّ ملاك الرب طرف العكاز الذي بيده ومس اللحم والفطير فصعدت نار من الصخرة واكلت اللحم والفطير. وذهب ملاك الرب عن عينيه.

mayasız ekmek bayramının ilk günü öğrenciler İsanın yanına gelerek, ‹‹fısıh yemeğini yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?›› diye sordular.
وفي اول ايام الفطير تقدم التلاميذ الى يسوع قائلين له اين تريد ان نعد لك لتاكل الفصح.

tanrının meleği, ‹‹eti ve mayasız pideleri al, şu kayanın üzerine koy. et suyunu ise dök›› dedi. gidyon söyleneni yaptı.
فقال له ملاك الله خذ اللحم والفطير وضعهما على تلك الصخرة واسكب المرق. ففعل كذلك.

Şabat günü, yeni ay, yılın üç bayramı -mayasız ekmek, haftalar ve Çardak bayramları- için musanın buyurduğu sunuları günü gününe sundu.
أمر كل يوم بيومه من المحرقات حسب وصية موسى في السبوت والاهلّة والمواسم ثلاث مرات في السنة في عيد الفطير وعيد الاسابيع وعيد المظال.

‹‹ ‹adanmış kişi adadığı saçını tıraş ettikten sonra, kâhin koçun haşlanmış budunu, sepetten alacağı mayasız pide ve mayasız yufkayla birlikte adanmış kişinin eline koyacak.
ويأخذ الكاهن الساعد مسلوقا من الكبش وقرص فطير واحدا من السل ورقاقة فطير واحدة ويجعلها في يدي النذير بعد حلقه شعر انتذاره