검색어: çeşit (터키어 - 에스페란토어)

çeşit
speco

ne çeşit?
- kia?

hani çeşit olsun?
kiajn?

her çeşit kötülükten kaçının.
detenu vin de cxia formo de malbono.

- bir çeşit tünel açma makinesi.
-ia tunelfosilo.

kurban, bir çeşit kura ile seçilirdi.
la viktimo estis elektita de la sorto.

oyun dünyası bir çeşit trans halinde.
la mondo de ludoj eniris trancon.

tokyo'da her çeşit millet yaşar.
Ĉiaj homoj loĝas en tokio.

belden aşağısını etkileyen bir çeşit geçici felç.
iom kiel tuja paraliziøo de la talio suben.

İlaç değil ki o, sadece bir çeşit uyarıcı.
eskatamon estas ne kuracilo, sed ordinara stimulaĵo.

komitedeki doktor, merkezi sığınaktaki bir çeşit listeden bahsediyordu.
la kuracistoj el al komisiono parolis pi iuj listoj en la centra bunkro.

İlginç olan yanı ise; bunun bir çeşit topluluk için olması.
kaj precipe amuze estas, ke tio utilas la socion.

bu şey her çeşit metal veya sentetik detektörlerinden geçebilecek şekilde tasarlanmış.
tio estis farita por trapasi kiun ajn metal- aý sintetika¼-detektilon.

İlaca ihtiyacım var. bir çeşit ağrıkesici. - neyin var bakalım?
mi bezonas iun sendolorigan kuracilon.

kuşkusuz dünyada çeşit çeşit diller vardır, hiçbiri de anlamsız değildir.
eble estas tiom da specoj de vocxoj en la mondo, kaj nenia estas sensignifa.

Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.
el la birdoj laux iliaj specoj, kaj el la brutoj laux iliaj specoj, el cxiuj rampajxoj de la tero laux iliaj specoj, po paro el cxiuj eniru kun vi, por resti vivaj.

‹‹bağına iki çeşit tohum ekmeyeceksin. yoksa ektiğin tohumun da bağın da ürününü kullanamazsın.
ne prisemu vian vinbergxardenon per miksospecaj semoj, por ke ne malbenigxu la tuta rikolto, la semo, kiun vi semis, kaj la fruktoj de la vinbergxardeno.

bir gün bu harabelerden yükselmesini umduğum yeni bir uygarlığa bir çeşit mesaj olması için konuşmalarımızı kağıda yazıp ceketimin cebine koydum.
hieraŭ, post nia disputo mi verkis malnetan varianton de nia letero al la estonta civilizacio, kiu iam aperos sur ĉi tiuj ruinoj.

tanrı bu dört gence her konuda bilgi, beceri, bilgelik verdi. daniel her çeşit görümü ve düşü yorumlayabiliyordu.
kaj al tiuj kvar knaboj dio donis kapablojn kaj komprenemecon pri cxiuj libroj kaj sagxajxo, kaj daniel estis ankaux kompetenta pri cxiaj vizioj kaj songxoj.

böylece içeriye girip baktım. duvarın her yanına çeşit çeşit sürüngen, iğrenç hayvan şekilleri ve İsrail halkının bütün putları oyulmuştu.
kaj mi eniris kaj ekrigardis, kaj jen diversaj bildoj de rampajxoj kaj abomenindaj brutoj kaj diversaj idoloj de la domo de izrael estas skulptitaj sur la muro cxirkauxe, sur cxiuj flankoj.