검색어: çok hoşsun (터키어 - 영어)

Çok hoşsun.
you're too nice.

Çok hoş.
very beautiful

tom çok hoş.
tom is so nice.

hemşireler çok hoş.
the nurses are very nice.

makyajsızken bile çok hoş.
even without makeup, she's very cute.

o, çok hoş biridir.
she is a very nice person.

ailen çok hoş olmalı.
your family must be very nice.

bu, çok hoş bir fikir.
that's a lovely idea.

yani bu çok hoş bir cihaz.
so it's a very nice little device.

evet, bu çok hoşuma gidiyor.
yeah, i'm quite pleased with it.

eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
meeting my old friend was very pleasant.

benim yemekleri çok hoşuma gidiyor.
i really like its dishes.

Çok güzel değil mi, çok hoş?
isn't it nice -- isn't it nice, yeah?

hepsinden önemlisi kameranın görünümü çok hoş.
on top of all this, the camera is an absolute beauty to look at.

bence noelde beraber izlenebilecek çok hoş bir film
everyone in the town of whoville is happily preparing for christmas, but the grinch, who lives with his dog in a cave far away from people, hates christmas and decides to play christmas, he meets little cindy while doing it, realizing that christmas is not just about gifts, but what matters is being together

100 kız Çocuk projesi çok hoş istatistikler sunuyor.
the hundred girls project tells us some really nice statistics.

Çünkü çok güzel, benim çok hoşuma gitti.
because it's beautiful, i really liked it.

ama bakacak olursanız, bu çok hoş bir geri bildirim döngüsü.
but by and large, this is a feedback loop that's so nifty and too rare.

Çok merak ediyordum, konuşma şeyleri çok hoşuma gidiyordu yani.
i was very curious and i liked the way they speak the language.

sw: Çok hoş. onlara bir öpücük yollayabilir misin?
sw: that's good. can you blow them a kiss?