검색어: anlayabiliyoruz (터키어 - 영어)

İşlevselliği de anlayabiliyoruz. bu çok önemli.
we can understand functionality. this is really important.

İnşaatta çocukların neler hissettiklerini bazen anlayabiliyoruz.
we can sometimes understand how children feel in construction.

fiziksel dünyayı inşa etme konusunda kendi sınırlarımızı anlayabiliyoruz.
when it comes to building the physical world, we kind of understand our limitations.

mars yüzeyinin topografik ölçümlerini aldık. yükseklik farklarını anlayabiliyoruz.
we have obtained topographic measurements of the surface of mars. we understand the elevation differences.

hangi tip kristallerin oluşmasının mümkün olduğunu simetri matematiği ile anlayabiliyoruz.
what crystals are possible, we can understand through the mathematics of symmetry.

ama toparlanmış versiyonunda, güneşte yanmış bir kadının voleybol oynadığını kolaylıkla anlayabiliyoruz.
but in the tidied up version, it's plain to see that it's a sunburnt woman playing volleyball.

bununla birlikte, kullanıcıların bazı noktalarda biraz daha ekstra özellikler görmek istemelerini anlayabiliyoruz.
this is also how we feel after the technical tests and test in practice.

cok guzel. kuslar, biz anlayabiliyoruz, bilgisayar modellemesinden, bizce neler olup bittigini .
it's beautiful. the birds are, we sort of understand, we think, from that computer model, what's going on.

Şimdi eğer hareket çok önemli ise, beynin hareketi nasıl kontrol ettiğini ne kadar iyi anlayabiliyoruz?
now if movement is so important, how well are we doing understanding how the brain controls movement?

büyük hadron Çarpıştırıcısı gibi yeni makineleri, yeni yöntemleri kullanarak, doğanın bu e8 şeklini mi yoksa başka bir şekli mi kullandığını anlayabiliyoruz.
and as more of the pattern comes into view using new machines like the large hadron collider, we may be able to see whether nature uses this e8 pattern or a different one.

ve aslında ışığı dokunun üzerinden geçiriyoruz ve ne kadarının bulaştığını, ne kadarının yayıldığını ve ne kadarının emildiğini anlayarak, kanda ne kadar hemoglobin olduğunu anlayabiliyoruz.
and we essentially pass light right through the tissue, and from understanding how much of it is transmitted, how much of it is scattered and how much of it is absorbed, we can figure out how much hemoglobin is there in the blood.

Şu anda anlamaya başladılar, ve çalışmaları sürüyor, bu bitki tam olarak nasıl çalışıyor, ve şimdi artık bu bitkide yazılı tüm kodu okuyup nasıl iş gördüğünü anlayabiliyoruz.
they now are understanding, and the work is going on, exactly how this plant works, and we have the capability to know, to read that entire code and understand how it ticks.

amaç, çocukları sizler gibi yetişkinler haline getirmek değil, sizin olduğunuzdan da daha iyi yetişkinler yapmak, sizlerin ne kadar iyi olduğunu da göz önüne alırsak bunun biraz zorlayıcı olduğunu anlayabiliyoruz,
the goal is not to turn kids into your kind of adult, but rather better adults than you have been, which may be a little challenging considering your guys' credentials .

belirli bir zamanda üretilen bir sanat eseri toplumdan etkileniyor mu, sanat eserine bakarak yapıldığı dönemdeki toplumun yapısını anlayabiliyor muyuz, sanatçı toplumdan bağımsız bir şekilde bir sanat ürününü ortaya koyabiliyor mu? bu sorular üzerine düşünülerek üretilmiş bir araştırmadır. sanat çok geniş bir yelpazeye sahip olduğu için vincent van gogh üzerine düşünülmüş bir araştırmadır.
is a work of art produced at a certain time affected by the society, can we understand the structure of the society when it was made by looking at the work of art, can the artist produce a work of art independently of the society? it is a research produced by considering these questions. since art has a very wide range, it is a research that has been considered on vincent van gogh.