검색어: benim canim hep beraber kalalim (터키어 - 영어)

hep beraber bu alanı daha da genişletelim.
let us make this field a much bigger place.

sen benim canimsin
you are my dear

bizim birbirimize hep beraber bağlanmaya ihitiyacımız var.
we need it to connect us all together.

o benim can dostumdu.
he was my dear friend.

tüm öğretmenler hep beraber bu problemler üzerinde kafa yorabilir.
and they could all sit and work together on those problems.

o adam benim canımı sıkıyor.
that guy annoys me.

alanın kendisinden esinlenen bir tasarım oluşturabilmek için hep beraber çalıştık.
we worked with them to really create a design that was inspired by that wildscape.

o sorularla benim canımı sıkıyor.
he annoys me with questions.

benim canımı alacak, sonra beni diriltecek o'dur.
"and who will cause me to die, and then will bring me to life (again);

"o ki, benim canımı alacak, sonra diriltecektir. "
"and who will cause me to die, and then will bring me to life (again);

eski yunancada "politeia" şehir demek. hepimizin beraber olduğu yer.
the politeama is the city. it's all of us together.

genciniz, ihtiyarınız, hep beraber savaşa çıkın ve mallarınızla, canlarınızla allah yolunda savaşın, bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.
go forth light and heavy, and strive hard in allah's way with your property and your persons; this is better for you, if you know.

ama bunu yapmadan önce -- ve bu benim canımı sıkanlardan bir başkasıdır -- yoksulun kim olduğu hakkında biraz bahsetmek istiyorum.
but before i do this -- and this is another one of my pet peeves -- i want to talk a little bit about who the poor are.

"allah'a inanın ve peygamberinin yanında savaşın" diye bir sure inmiş olsa, onların gücü yetenleri sizden izin isterler ve "bizi bırak oturanlarla beraber kalalım" derler.
and when a chapter is sent down that “accept faith in allah and fight along with his noble messenger”, the men of means among them seek exemption from you and say, “leave us, for us to be with those who sit.”