검색어: bir de (터키어 - 영어)

bir dene.
take a chance.

bir de tavla
in addition to a backgammon

bir de sabredin.
and be steadfast.

bir de renkler var
there are also colours.

bir de merkebine bak!
look at your food and drink.

x, y, bir de z.
x, y and also z.

bir de: "ey rabbimiz!
they say, ‘our lord!

reşatbey 520rdu bir de
reshatbey 520rdu also ever

bir de eski otomobiller var.
then there are the old cars.

bir de bol satranç oynadım.
i played a lot of chess.

...bir de kırık bir bacakla.
... with one broken leg.

bir de sembolü kimse tanımıyor
also, nobody knows the symbol.

aralarından bir de ırmak akıtmıştık.
and we caused a river to gush forth therein.

bir de bakmışsınız: sönüp kalmışlar...
they (all) were silent (dead-destroyed).

haydi. bir dene.
come on. give it a try.

bir de davud'a süleyman'ı bahşettik.
and to david we gave solomon.

bunlardan biri de bendim.
and i was one of those people.

benim bir deniz evim yok.
i don't have a beach house.

son derece derin bir deneyim.
extremely profound experience.

panelimizdeki biri de, cevabı doğrulasın.
anyone on our panel, verify the answer.