검색어: bitmeyen (터키어 - 영어)

컴퓨터 번역

인적 번역의 예문에서 번역 방법 학습 시도.

Turkish

English

정보

Turkish

bitmeyen

English

 

부터: 기계 번역
더 나은 번역 제안
품질:

인적 기여

전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.

번역 추가

터키어

영어

정보

터키어

onun bitmeyen masallarından sıkıldım.

영어

he bored me with his endless tales.

마지막 업데이트: 2014-02-01
사용 빈도: 1
품질:

터키어

türkiye'deki orman yangınları: bitmeyen sorun

영어

turkey's forest fires: a recurring problem

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

터키어

onların şekillerindeki, fonksiyonlarındaki ve bitmeyen hareketlerindeki güzelliği görebiliyorsunuz

영어

we can see in their beauty of form and function, their ceaseless activity.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

터키어

ve bu ikisi birbirlerine karşı hiç bitmeyen bir savaş içindedirler.

영어

and these two war against one another almost continuously.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

터키어

ocak ayında ise şans eseri kötü sonla bitmeyen bir diğer olay yaşandı.

영어

a more drastic case that fortunately did not have a fatal end happened in january, when a macedonian border patrol saved three would-be emigrants from freezing to death.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

터키어

yani, öyle görülüyor ki, sokaklar bizim için hiç bitmeyen bir ilham kaynağıdır.

영어

so, it turns out the street is a never-ending source of inspiration for us.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

터키어

bu benim ilhamım kararlılığım bilime, öğrenmeye ve gelişmeye karşı bitmeyen alakamdı.

영어

it was about inspiration and determination and never giving up on my interest for science and learning and growing.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

터키어

bu nedenle bana eğitim reformunu tamamlayıp tamamlamadığım sorulduğunda gülüyorum, çünkü reform bir bitmeyen süreçtir.

영어

when someone asks if i have completed educational reform, i just laugh, as reforms are an ongoing process.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

터키어

bu avusturya ile bir müttefik olarak danimarka'yı yenmek ve hiç bitmeyen schleswig ve holstein sorununu çözmek için ilgiliydi.

영어

it was in the prussian interest to gain an alliance with austria to defeat denmark and settle the issue of the duchies of schleswig and holstein.

마지막 업데이트: 2016-03-03
사용 빈도: 1
품질:

터키어

bu yüzden hiç bitmeyen... ...ıssız manzarayı düşündüm... ...sonsuza dek sürecek,... ...ama en sonunda bir sona geldi.

영어

so i thought the scenes of never-ending wilderness would go on forever, but they did finally come to an end.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

터키어

sw: bu onu hapşırtabilir. ama daha önemlisi, onun araştırması einstein' ın bitmeyen boğaz kaşıntısına bir çare bulmasına yardım edebilir.

영어

sw: it could make her sneeze. but more importantly, her research could help einstein find a cure for her never-ending scratchy throat.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

터키어

tycho’nun 24 ekim 1601 deki beklenmedik ölümünden iki gün sonra, kepler tycho’nun bitmeyen işlerini tamamlama sorumluluğuna sahip büyük matematikçi varisi tayin edilmişti.

영어

two days after tycho's unexpected death on october 24, 1601, kepler was appointed his successor as imperial mathematician with the responsibility to complete his unfinished work.

마지막 업데이트: 2016-03-03
사용 빈도: 1
품질:

터키어

büyük tasarım sağlıklı bir mizah duygusu geliştirmeye yardımcı olduğu için keşfin hiç bitmeyen bir yolculuğudur. sosyolog ve gezgin-gelişmiş-tasarımcı olan david carson çalışmaları ve görüntülerinin bulunduğu mükemmel slayt gösterisini sunuyor.

영어

great design is a never-ending journey of discovery -- for which it helps to pack a healthy sense of humor. sociologist and surfer-turned-designer david carson walks through a gorgeous slide deck of his work and found images.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

터키어

raflara kadar pürüzsüz, bol bir selin eşiğinde yuvarlanır adil ve sakin: her şeyin toplandığı yerde, sarptan aşağı ani bir selde gürleyen ateşler ve ülkeyi sarsar. İlk başta, masmavi bir sayfa, genişler; sonra kademeli olarak beyazlayarak, düşerken, ve aşağıdaki gürültülü çınlayan kayalardan, bir köpük bulutu içinde dash'd, yukarıya ağarmış bir sis gönderir ve bitmeyen bir yağmur oluşturur. burada işkence gören dalga da huzur bulamıyor: ama, tüylü kayaların arasında hâlâ azgınken, Şimdi fl

영어

now flashes o'er the scatter'd fragments, now aslant the hollow channel rapid darts; and falling fast from gradual slope to slope, with wild infracted course, and lessen'd roar, it gains a safer bed, and steals, at last, along the mazes of a quiet vale.

마지막 업데이트: 2021-06-23
사용 빈도: 1
품질:

추천인: 익명

인적 기여로
7,794,609,570 더 나은 번역을 얻을 수 있습니다

사용자가 도움을 필요로 합니다:



당사는 사용자 경험을 향상시키기 위해 쿠키를 사용합니다. 귀하께서 본 사이트를 계속 방문하시는 것은 당사의 쿠키 사용에 동의하시는 것으로 간주됩니다. 자세히 보기. 확인