검색어: bulunamazsınız (터키어 - 영어)

İyi de, fakirseniz böyle tercihlerde bulunamazsınız.
well, the problem with being poor is you don't have those choices.

bir başka deyişle, çok basitçe, eğer erkekseniz kadınlarla aynı mekanda bulunamazsınız.
in other words, as men, you are not simply supposed to be in the same physical space with women.

bunlar birçok önemli meseleyle ilgili müzakerelerdir ve zaman alacaklar, bu yüzden her yapıldıklarında bir yorumda bulunamazsınız." şeklinde konuştu.
these are negotiations on many serious issues, and it will take time, so you cannot comment on a discussion each time it is held," he told reporters.

alıcı iskan alınmadığından bahisle bağımsız bölümü teslim almaktan imtina edemez, aidat ödemekten kaçınamaz, kira kaybından bahisle satici’dan bir talepte bulunamaz.
the purchaser may not refrain from taking delivery the independent section by referring that occupancy permit has not been obtained and may not refrain from paying maintenance fees and may not raise any claim from the seller regarding the rental loss.