검색어: bulunmaz (터키어 - 영어)

yok bulunmaz.
no, it does not.

aradım, bulunmaz oldu.
yet he passed away, and, lo, he was not: yea, i sought him, but he could not be found.

bu bölgede plaj bulunmaz.
there are no beaches in this area.

zalimler için yardımcıda bulunmaz.
and for the zalimun (polytheists and wrong-doers) there are no helpers.

kendilerine yardım eden de bulunmaz.
and afterward they will not be helped.

bu dönemler diğer ülkelerde bulunmaz.
these terms are not found in other countries.

esi bulunmaz bir kokunuz, titresiminiz var.
you have a unique smell, a unique vibration.

allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz.
no change should there be in the creation of allah.

casus yazılım, reklam yazılımı bulunmaz
no spyware adware

o'nda haksızlık bulunmaz!›› diye duyuracaklar.
to shew that the lord is upright: he is my rock, and there is no unrighteousness in him.

ağzında yanıt bulunmaz bir adama döndüm.
thus i was as a man that heareth not, and in whose mouth are no reproofs.

allah'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz."
and whoever allah leaves astray - there is not for him any guide.

allah'ın saptırdığı bir kimseye rehber bulunmaz
and one whom allah leaves astray - for him there is no guide.

İzfaŞ bu taleplerini yerine getirme taahhüdünde bulunmaz .
İzfaŞ does not make a commitment of fulfillment of these requests.

allah'ın saptırdığı kimseler için yol gösterici bulunmaz.
none can guide those whom allah leaves in error.

bir önceki toplantı kararlarının değerlendirilmesi (İlk toplantıda bulunmaz)
evaluation of the previous meeting decisions (not available in the first meeting)

fakat karadağ'ın noel geleneğinde, hediye veya noel baba'lar bulunmaz.
but in montenegro's christmas tradition, there are no presents or santa clauses.

onlar yalan tanıklıkta bulunmazlar. boş sözlerle karşılaştıklarında önemsemeyip geçerler.
(and the servants of the merciful are those:) who do not bear witness to falsehood and who; if they have ever to pass by what is vain, pass by like dignified people: