검색어: dışlayıcı (터키어 - 영어)

dışlayıcı öğe
exclusive element

dışlayıcı kilit
exclusive lock (sql)

diyalog dahil edici ya da dışlayıcı olabilir.
talking can be accompanied with inclusion or not inclusion.

ve bunu müthiş bir ön sevişmenin ortasında yapıyor ve ihtiyaçlarını karşılayarak. yani karşılıklı dışlayıcı bir şekilde değil.
and it does that in the middle of having great foreplay and meeting their needs. so it's not mutually exclusive.

paketleme arka ucundaki dışlayıcı kilit getirilemiyor. lütfen açık olabilecek diğer eskiden kalan paketleme araçlarını kapatın.
cannot get the exclusive lock on the packaging backend. please close any other legacy packaging tools that may be open.

uzmanlar, iki yaklaşım birbirini dışlayıcı olmak zorunda olmamakla birlikte hem bağışçılar hem de ulusal hükümetlerin öncelikleriyle uyumlu hale getirilmeleri gerektiği görüşündeler.
experts say the two approaches are not necessarily exclusive but need to be aligned in the priorities of both donors and national governments.

tartışmayı izleyen agİt, "bosna-hersek'te eğitimin dışlayıcı değil, kapsayıcı olması gerektiğini" söylüyor.
the debate is being supervised by the osce, which says that "education in bosnia and herzegovina should be inclusive, not exclusive."

30 temmuz günü televizyonlardan yayımlanan ulusa sesleniş konuşmasında başbakan recep tayyip erdoğan, "bu anayasa, geçmiş dönemlerin demokratik ayıplarından arındırılmış, dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, baskıcı değil özgürleştirici bir anayasa olmalı." dedi.
"this constitution should be free of the democratic shames of the past: not exclusive but inclusive, not alienating but embracing, not discriminating but integrating, and not oppressive but liberating," prime minister recep tayyip erdogan said in a televised address to the nation on july 30th.