검색어: inaniyorum (터키어 - 영어)

size inaniyorum.
i believe you.

sonrasinda inaniyorum ki hepimizin istedigi bir dunyayi, mutlulugun dunyaya hicbir seye mal olmadigi bir yeri beraberce yaratabiliriz.
and then i believe that we can all create a world we all want, where happiness does not cost the earth.

başka bir deyişle, fransa başkanı sarkozy'nin akdeniz birliği hakkındaki konuşmasının doğru olduğuna inaniyorum.
so in other words, i believe that president sarkozy of france is right when he talks about a mediterranean union.

ben boyle hizmetlere inaniyorum, insani yardima inaniyorum ve yardimseverlige inaniyorum. yeri geldiginde cok onemli. hastalar boyle seyler icin nereye gidecekler
just so you know, i do believe in missions, i do believe in aid and i do believe in charity. they have their place, but where do they go for those things we talked about earlier?

birincisi; eger topluma uyum saglamak istiyorsak insan beynini anlamak bizim icin temel bir zorunluluktur, ve bunun gelisim icin bir cozum yolu olduguna inaniyorum.
the first is, it's essential for us to understand the human brain if we do want to get along in society, and i think that it is a key step in evolution.

suna inaniyorum ki, insanlik, boyle bir krizle nasil basedebilecegini sadece sanat veya dinden ogrenebilir, insanoglunun en derin emellerini, ve cagimizin tarihsel gerekliliklerini de gozonune alarak.
i believe that to confront such a crisis, only art and religion can give proper answers to humanity, to mankind's deepest aspirations, and to the historic demands of our times.

ve onlar bunu yukariya itecekler, dipten -- yukari, ben hanelere inaniyorum. ve aileler buna tepki gostereceklerdir, ve onlara projeleri icin yardim etmeye calisacaklardir.
and they're going to push that up, from the bottom -- up into, i believe, into the households. and parents will be reacting to it, and trying to help them with the projects.

kotu bir fikir degil. bilemiyorum. jannie ile konusmam lazim ve bununla ilgili birkac kisiyle daha, fakat icgudusel olarak bezenin birseye donusebilecegine inaniyorum, bir araba mesela -- bilemiyorum.
not a bad idea. i don't know. i need to talk to janine and a few other people about that, but i believe instinctively that that meringue can become something, a car -- i don't know.

26 yaşındaki eyüpoviç, bosna-hersek dış ticaret ve ekonomik İlişkiler bakanlığı bünyesinde yürütülen, yoksullukla mücadele strateji projesi koordinatör yardımcılığı görevine ilişkin olarak şunları söylüyor: "7 gün boyunca gunde 24 saat çalışıyorum ve bu projenin, bu ülke için cok buyuk katkida bulunabilecegine inaniyorum. bu projeyle, ülkenin geri kalanına bir örnek teşkil edebiliriz."
"i work 24/7, and i think this project can do tremendous things for this country, and with this project we can give an example to the rest of the country," said ejupovic, 26, of her job as deputy co-ordinator of the poverty reduction strategy paper project within thebosnia and herzegovina (bih) foreign trade and economic relations ministry.