검색어: tabiki (터키어 - 영어)

tabiki canim
of course, my dear

tabiki biliyordu.
of course he knew.

ama tabiki dinlemezler.
but of course, they don't listen.

cevap ise tabiki evet,
and the answer is, of course, yes.

tabiki, 2.1 milyon.
of course, 2.1 million.

hayir tabiki seni unutmadim
good morning, my dear

son aşama, tabiki, uygulama.
the last step, of course, is application.

tabiki bu hala köpeklerle ilgiliydi
this one, of course, still works with the wild dogs.

ama tabiki de fırsatlar vardır.
but opportunities, boy oh boy, they exist.

Çekirdek ve nükleer reaksiyonlar tabiki.
nuclei and nuclear reactions, of course.

bj: tabiki gece boyunca birlikte uzandılar.
bj: and of course, through the night, they lay together.

ama tabiki, Çin büyük bir nüfusa sahip.
but of course, china has an enormous population.

tabiki amacımız bunun üstünde büyüme sağlamak.
of course, our objective is to grow beyond this.

fakat sonra, tabiki, herkes kopruyu sallandiriyor.
but then, of course, everyone is driving the bridge.

fakat, tabiki de, fona ve yardıma ihtiyacım vardı.
but, of course, i needed help and funds.

ve tabiki bir kalpazan olduğu zamanlar hakkında hiç konuşmadı.
and, of course, he never talked about his past life when he was a forger.

ve tabiki demir perdeler, politik duvarlar yıkılmaya başladı.
and of course the iron curtains, political walls have come tumbling down.

kameralı telefonlar, tabiki de, bu proje için temel olacak.
camera phones, of course, would be fundamental to the project.

dk: ve tabiki, hücreye serebileceğiniz bir hamak öğle uykularınız için.
dk: and of course: a hammock for your afternoon nap that stretches across your cubicle.

Çünkü bu bir birleşmiş milletler operasyonu, tabiki, fon eksikliği yaşıyorlar.
because it's a u.n. operation, of course, it lacks funding.