검색어: unutmak (터키어 - 영어)

onu unutmak istiyorum.
i want to forget her.

seni unutmak mümkün değil
today can we do sexy chars

sadako onu unutmak istedi.
sadako wanted to forget about it.

tom onu unutmak istediğini söyledi.
tom said that he wanted to forget about it.

o, unutmak için içtiğini söylüyor.
he says he drinks to forget.

biz affedebiliriz fakat unutmak imkansızdır.
we can forgive, but forgetting is impossible.

tom mary'yi unutmak istediğini söyledi.
tom said that he wanted to forget mary.

affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?
is it harder to forgive or to forget?

biliyorsunuz ki, aslında yükleyebilirsiniz, nunu unutmak zordur.
so you know, you can actually download -- it's hard to remember those.

ama hipnotize olmamış olsan da ne olduğunu unutmak normal.
but it's ok that even though you're not hypnotized, you will forget everything that happened.

ancak hayatın bu özgürlükler yokken nasıl olduğunu unutmak çok kolaydır.
people enjoy their political liberties and like to voice their satisfactions and frustrations, but it is all too easy to forget how things were when such liberties were non-existent and how that affected their lives.

bu durumda, balkanlar'ın güneydoğu avrupa olduğunu unutmak eğilimindeyiz." dedi.
this said, we tend to forget that the balkans is southeast europe," she said.

cevabım, yapmamız gereken en önemli şeyin, yapmamız gereken en önemli tek bir şey olduğunu unutmak olduğu.
and my answer is, the most important thing we need to do is to forget about there being any single thing that is the most important thing we need to do.

gazeteci yazısında, srebrenica'nın "pek çok sırp dostumun unutmak istediği bir konu" olduğunu belirtti.
srebrenica is "a topic many of my fellow serbs would prefer to forget", he wrote.

"gösteride yer almam, önceki yaşamımı ve uyuşturucularla olan kötü deneyimimi unutmak için doğru yolda olduğumu kanıtlamaktadır."
"taking part in the nativity scene proves that i am on the right path to forget about my previous life and my bad experience with drugs."

o muhteşem dört dakikayla ilgili tüm gazete kupürlerini saklıyorum, çünkü yaşlılık beyin hücrelerimi yok etmeye başladığı zaman, o anları unutmak istemiyorum.
i have all the press clippings of those four magnificent minutes, because i don't want to forget them when old age destroys my brain cells.

başbakan, seçeneklerden birinin projeyi tümüyle çöpe atıp, nükleer teçhizat için ödenen yaklaşık 100 milyon avroluk avans da dahil olmak üzere son beş yıl içinde projeye yatırılan 600 milyon avroyu unutmak olduğunu söyledi.
one option, he said, is to scrap the project altogether and forget about the 600m euros invested in it over the past five years, including the about 100m euros paid in advance for nuclear equipment.

bilirsiniz, birşeyleri unutmak istediğinizde, bazı şeyleri görmemek istediğinizde, odanıza gidip kapınızı kilitlemek ve"bu kadarı yeter" demek istersiniz.
you know, when you want to forget, you don't want to see things, so you just want to go to your room, to lock yourself inside and say, "that's enough."

stk'nın başkanı stasa zajoviç setimes'a verdi demeçte, "olanları unutmak, inkar etmek ve gizlemek, kendimizi ve kendi haysiyetimizi aşağılamaktır.
"to forget, deny and hide that which happened is an underestimation of ourselves and our own dignity.

beyin unutmakta ustadır.
the brain is very good at forgetting.