검색어: vaadediyor (터키어 - 영어)

gelecek vaadediyor.
this is very promising.

yeni proje, gelecekteki işbirliği çalışmalarına zemin hazırlanması açısından umut vaadediyor.
the new project promises to pave the way for future co-operative efforts.

karadağ İçişleri bakanlığı, dan gazetesinin yazı işleri müdürü dusko jovanoviç cinayetiyle ilgili bilgi getirene 1 milyon euro ödül vaadediyor.
montenegro's interior ministry is offering a reward of 1m euros for information concerning the murder of dan editor-in-chief dusko jovanovic.

makedonya sürece geç dahil olduğu halde, burada elde ettiğimiz sonuçlar umut vaadediyor, çünkü destekçilerin ve bu girişimin önemini anlayanların sayısı giderek artıyor.
since the late inclusion of macedonia in this process, the results are encouraging, especially because the number of supporters and people who realise the importance of this initiative is growing.

aslında, sylvia brown bir istisna, şu anlamda bir istisna. james randi eğitim vakfı, benim kurduğum vakıf, bir milyon dolarlık bir ödül vaadediyor.
now, sylvia browne is an exception, an exception in one way, because the james randi educational foundation, my foundation, offers a one million dollar prize in negotiable bonds.

seçim sürecine katılan kurumlara, seçim yasalarını gözetip, istisnasız bir şekilde uygulamaları çağrısında bulunan berisha, taraftarlarına, ekonomik kalkınma ve ülkeyi avrupa ile bütünleşme yolunda ileriye taşıyacak reformların hayata geçirilmesini vaadediyor.
berisha called on institutions involved in the electoral process to observe and rigorously apply the electoral law. he has been promising supporters economic development and implementation of reforms that would lead the country towards integration with europe.

gelecek umut vaadediyor yeni ilaçlar geliştirilecek bunlar bugün kullanılanlar gibi sadece belirtileri gizleyen semptom giderici ilaçlar değil, sorunun kökenine inip bu glial hücrelere saldıran ya da glial hücrelerden salınan ve merkezi sinir sistemini allak bullak eden bu zararlı proteinlere yönelik ilaçlar olacak, bu duyusal deneyime, onun esnekliğine ve değişkenliğine yönelik ilaçlar olacak.
the future holds the promise that new drugs will be developed that are not symptom-modifying drugs that simply mask the problem, as we have now, but that will be disease-modifying drugs that will actually go right to the root of the problem and attack those glial cells, or those pernicious proteins that the glial cells elaborate, that spill over and cause this central nervous system wind-up, that so is capable of distorting and amplifying the sensory experience that we call pain.