검색어: varoluş (터키어 - 영어)

varoluş
existence

tekil varoluş kipi
single instance mode

yani varoluş geçici olarak askıya alınmıştır.
so existence is temporarily suspended.

uyumsuz fertler, kendi varoluş gayelerini gerçekleştiremezler
the incompatible individuals can’t achieve their primary existential purpose.

daniel wolpert: beynimizin gerçek varoluş sebebi
daniel wolpert: the real reason for brains

Öyleyse, varoluş şeklimizi değiştirmek, zihnimizi dönüştürmek,
so is that possible, to change our way of being, to transform one's mind?

bu, insanların bizim gezegenimizdeki varoluş süresinin iki katı.
that's twice as long as humans have been on this planet.

bu en büyük ve köklü yüksek öğrenim kuruluşlarının varoluş nedeni değil.
this is simply not what our grandest and best institutes of higher learning are in the business of.

ben, bu kısacık varoluş macerasını güzel yaşamak için adalete ve özgürlüğe ihtiyaç duyanlardanım.
i am one of the people who need freedom and justice to live the very short and beautiful adventure of existence.

"allah hakkında gerçek dışında bir şey söylememek benim üzerimde bir varoluş borcudur.
"proper it is for me that i say nothing concerning allah but the truth.

ancak, varoluş için tamamen farklı ihtimaller barındıran, hayatın farklı görünümleri ile ne demek istiyorum?
but what do i mean by different visions of life making for completely different possibilities for existence?

bunlar sosyal varoluş, bilişsel varoluş ve öğretilen varoluş olarak ifade edilmiştir ve şekil de şematik olarak gösterilmektedir.
these are expressed as social presence, cognitive presence and teaching presence are shown schematically in the figure.

"allah hakkında gerçek dışında bir şey söylememek benim üzerimde bir varoluş borcudur. ben size rabbinizden bir beyyine getirdim.
"i am duty bound to speak nothing of god but the truth i have brought from your lord a clear sign; so let the people of israel depart with me."

yeni bir varoluş şekline alışmak, varlığımızın ve bilinçliliğimizin olduğu gerçekliğe, karşılıklı bağımlılığa, akışa ve devamlı bilgiye daha uygun yeni bir algılama şekli demektir.
it means familiarization with a new way of being, new way of perceiving things, which is more in adequation with reality, with interdependence, with the stream and continuous transformation, which our being and our consciousness is.

doğası gereği sadece bir tek gerçeklik vardır, özünde bir mutlak varoluş, çünkü bu mutlaklık, herşeyi ile, tektir, tek ve mutlak.
there's only one absolute reality by definition, one absolute being by definition, because absolute is, by definition, single, and absolute and singular.

=== john’un ölümü ===18 ekim 1216 tarihinde john nottinghamshire’daki newark kalesinde ölünce iç savaşın varoluş sebebi ortadan kalkmış olur.
===death of king john===on 18 october 1216, john died at newark castle, nottinghamshire, and with him the main reason for the fighting.

ve diğer tarafta, çocuklarımız arasında büyükmekte olan bir telif hakkı karşıtlığı var, telif haklarının esas varoluş sebebini reddeden bir nesil, telif haklarını reddederek kanunun enayilik olduğuna, görmezden gelinmesi ve ona karşı her fırsatta mücadele edilmesi gerektiğine inanıyor.
and on the other side, among our kids, there's a growing copyright abolitionism, a generation that rejects the very notion of what copyright is supposed to do, rejects copyright and believes that the law is nothing more than an ass to be ignored and to be fought at every opportunity possible.

(altıntaş, 2000) buradan da anlaşılacağı üzere, tek taraflı iletişimi benimseyen sistemde, dilin aktif olarak kullanımı ortadan kalkmakta ve bu da etkileşimin varoluşunu engellemektedir.
(altıntaş, 2000) as it is seen, in a system adopting unilateral communication, active use of language is eliminated, which prevents the existence of interaction.