검색어: yıkıldığını (터키어 - 영어)

eski binanın yıkıldığını gördük.
we saw the old building pulled down.

phi phi hastesi'nin yıkıldığını düşünüyoruz.
we think that phi phi hospital was destroyed.

moavın yıkıldığını arnon vadisinde duyur.
moab is confounded; for it is broken down: howl and cry; and tell ye it in arnon, that moab is spoiled,

ve şimdi tüm dünyalarının başlarına yıkıldığını görüyorlar.
they're finding that their world is really collapsing.

tom mary'nin ruhen yıkıldığını ve ağlamak üzere olduğunu görebiliyordu.
tom could see that mary was about to break down and cry.

Öyle ki, o kavmin, orada sanki içi kof hurma kütükleriymiş gibi çarpılıp yere yıkıldığını görürsün.
you could see the people tossed around, as though they were stumps of hollow palm-trees.

sabah erkenden kalkan kent halkı, baala ait sunağın yıkıldığını, yanındaki aşera putunun kesildiğini, ikinci boğanın yeni yapılan sunak üzerinde sunulduğunu gördü.
and when the men of the city arose early in the morning, behold, the altar of baal was cast down, and the grove was cut down that was by it, and the second bullock was offered upon the altar that was built.

mayıs 2001'de traykovski'ye danışmanlık yapmış olan nato yetkilisi mark laity, reuters'e verdiği demeçte haberi alınca yıkıldığını söyledi.
mark laity, a nato official who served as an adviser to trajkovski in may 2001, told reuters he was devastated by the news.

(allah) onu, yedi gece ve sekiz gün, aralık vermeksizin üzerlerine musallat etti. Öyle ki, o kavmin, orada sanki içi kof hurma kütükleriymiş gibi çarpılıp yere yıkıldığını görürsün.
violent that he compelled against them seven nights and eight days, uninterruptedly, and thou mightest see the people laid prostrate in it as if they were the stumps of fallen down palm-trees.