검색어: sunmak (터키어 - 일본어)

sunmak
申し出る

saygılarımı sunmak istiyorum.
その男性は 君に強烈な印象も残したようだ

hediyesini sunmak için gelmiştim.
贈り物を持ってきました

yok sunmak, artık değil.
もうあの仕事は 無い

onurlu konuklarimi sunmak istiyorum.
ターがリアン家のヴィセリス様をご紹介します

Önemli olan sunmak istediğim teklif.
君と取引したい

başka kimsenin sunamayacağı bir şeyi sunmak.
私以外、誰にも出来ないお返しだ

ama bu işi gerçekçi yapmak ve sunmak?
でも その瞬間にその場で合成 するなんて・・・

buna rağmen müvekkilim kanıt sunmak istemiyor.
被告は私に 何の情報も提供しません

benim işim haberleri objektif bir biçimde sunmak.
私の仕事は 事実を客観的にお伝えする事

eğer kuzu sunmak istiyorsa, rabbin önünde sunmalı.
もし小羊を供え物としてささげるならば、それを主の前に連れてきて、

not almak için bunu sözlü olarak sunmak zorundasın.
みんなの前で発表しろ それが条件だ

beni kilise mahzenine götür. hürmetlerimi sunmak istiyorum.
地下室に案内してくれ 敬意を示す

nicki minaj'ın vajinasının fırlamasını sunmak değildi.
グラミー賞を得るような

bu yüzden, embrey reklamcılık olarak size sunmak istediğimiz,...
そこに注目しました

ama bunu saul'a sunmak için bir fikirden fazlası gerekiyor.
でもソールをもっと納得させる 意見が必要ね

dostum, sunmak istediğim gerçek haberlerdi, grammy'lerde
実際のニュースをカバーしたかった

bizi önemsemeyin. İyi dileklerimizi sunmak ve çiçek vermek için geldim.
気にしないで 舞台の成功を祈って 花を持ってきただけだから

bize sıcak bir karşılama sunmak ve bir şey bulduğumuzdan emin olmak istemişler.
俺たちを温かいもてなしで歓迎したかったようだ、 そして俺たちが何かを見つける様用意していた。

eğer meclise sunmak için bir yasa istiyorsa, doğrudan benimle konuşmak zorunda.
彼の要望は すべて俺に伝えろ