검색어: artırmıştır (터키어 - 체코어)

İmanı olanların imanını artırmıştır. İşte sevinip duruyorlar!
co se týká těch, kdož uvěřili, jejich víra se posílila a zaradovali se z ní,

İnananların ise imanını artırmıştır; onlar birbirlerine bunu müjdelemek isterler.
co se týká těch, kdož uvěřili, jejich víra se posílila a zaradovali se z ní,

allah da hastalıklarını artırmıştır. yalan söylemelerinden ötürü onlara acı bir azab vardır.
choroba jest v srdcích jejich a rozmnožil bůh chorobu jejich a bolestný trest očekává je za to, že lhali.

kalblerinde hastalık vardır, allah hastalıklarını artırmıştır. yalan söyleye geldikleri için onlara elem verici azab vardır.
choroba jest v srdcích jejich a rozmnožil bůh chorobu jejich a bolestný trest očekává je za to, že lhali.

biz, and olsun ki öğüt almaları için bu kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.
a rozmanitými učinili jsme napomenutí tohoto koránu, aby přemýšleli o nich, však tím rozmnoženo jest pouze prchání jejich.

doğalkaynaklarveatıklar – Çevreci yasal düzenlemeler ve ekolojik yenilikler, bazı alanlarda kaynak kullanımı, emisyonlar ve atık oluşumu ile ekonomik büyüme arasındaki bağların nispeten koparılmasını sağlayarak kaynak verimliliğini artırmıştır.
zvýšené účinnosti a bezpečnosti zdrojů lze dosáhnout například využitím přístupů hodnocení životního cyklu, který odráží kompletní dopady výrobků a činností na životní prostředí. to může snížit globální závislost evropy na zdrojích a podpořit inovace.

atık su arıtma işlemlerinin daha iyi yapılması su kalitesini artırmıştır, ancak gelecekte tamamlayıcı başka yaklaşımlar gerekli olabilir gece gürültüsü kılavuz ilkelerinde önerildiğine göre, insanların geceleri 40 db’den fazla gürültüye maruz kalmaması gerekmektedir.
lepší čištění odpadních vod vede ke zvýšení kvality vody, v budoucnosti však mohou být zapotřebí doplňující přístupy

bir sure inince, aralarında "bu, hanginizin imanını artırdı?" diyen ikiyüzlüler vardır. İnananların ise imanını artırmıştır; onlar birbirlerine bunu müjdelemek isterler.
pokaždé, když nová súra jest seslána, jsou mezi nimi někteří, již dí: „ve kterém z vás rozmnožila víru tato súra?“ však těch, kdož věří, zajisté rozmnožena jest jí víra a oni radují se z ní.

"fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı."
mé kázání však rozmnožilo jejich odpor jen.