검색어: inek (터키어 - 크로아티아어)

inek
krava

İster inek, ister davar olsun, hayvanla yavrusunu aynı gün kesmeyeceksiniz.
ne koljite krave ni ovce u isti dan s njezinim mladim.

sonra yedi çirkin ve cılız inek çıktı. irmağın kıyısında öbür ineklerin yanında durdular.
ali odmah poslije njih iz nila iziðe sedam drugih krava, ružnih i mršavih, te stanu uz one krave na obali nila.

sonra elazarın gözü önünde inek, derisi, eti, kanı ve gübresiyle birlikte yakılacak.
neka se onda junica spali na njegove oèi; neka joj se spale: koža, meso, krv i neèist.

adamlar denileni yaptılar. süt veren iki inek getirip arabaya koştular, buzağılarını da ahıra kapadılar.
ljudi uèiniše tako: uzeše dvije krave dojilice i upregoše ih u kola, a njihovu telad zadržaše u staji.

dükkanlarda çikolata satılıyor mu? sırplar inek besliyor mu?' gibi tuhaf sorularla da karşılaşıyorum.
morao sam odgovarati i na krajnje neobična pitanja; neki su me pitali imamo li u srbiji električnu energiju i internet, je li moguće kupiti čokoladu u trgovinama i uzgajaju li srbi krave.

bir köpek havlayarak, gelenleri haber veriyor; inekler ise tembellik etmekle meşgul.
pas laje najavljujući posjetitelje, a krave samo ljenčare uokolo.