검색어: kurtulma (터키어 - 프랑스어)

→ kurtulma
→ escaping

onlardan önce nice nesilleri yok ettik. feryat ediyorlardı; oysa artık kurtulma zamanı değildi.
que de générations avant eux avons-nous fait périr, qui ont crié, hélas, quand il n'était plus temps d'échapper?

böyle olmamıştır, ama onlar için, hiçbir kaçıp kurtulma imkânı bulamayacakları bir hesap sorma zamanı öngörülmüştür.
mais il y a pour eux un terme fixé (pour l'accomplissement des menaces) contre lequel ils ne trouveront aucun refuge.

sb-400 flaş biriminin avantajı ise hareketli kafa kısmı sayesinde dolaylı flaş etkisi elde edilebilmesi ve istenmeyen gölgeli alanlardan kurtulma imkanı sağlaması.
un des avantages du flash optionnel sb-400 est que vous pouvez l'utiliser en éclairage indirect pour gommer des ombres gênantes.

biz kendilerinden önce, nice kuşakları yıkıma uğrattık da onlar feryad ettiler; ancak (artık) kurtulma zamanı değildi.
que de générations avant eux avons-nous fait périr, qui ont crié, hélas, quand il n'était plus temps d'échapper?

• devlet yardımının izlenmesi(örn.hiçbir kurtulma umudu olmayan, zarar eden birşirketin hayatta kalması için verilen devlet yardımının yasaklanması).
• le contrôle des aides d’État(par exemple l’interdiction d’une subvention de l’Étatau maintien en activité d’une entreprise déficitaire sans perspectives de redressement)

(azaptan kurtulmanız için) bir hileniz varsa, gösterin bana hilenizi!
si vous disposez d'une ruse, rusez donc contre moi.