검색어: bienheureux (프랑스어 - 터키어)

bienheureux sont certes les croyants,
felaha ulaştı o mü'minler.

ceux dont la balance est lourde seront les bienheureux;
artık kimin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır.

ceux-là sont sur le chemin droit de leur seigneur et ce sont eux les bienheureux.
onlardır rablerinden doğru yolu bulanlar, onlardır kurtulup muratlarına erenler.

que manifestera en son temps le bienheureux et seul souverain, le roi des rois, et le seigneur des seigneurs,
mübarek ve tek hükümdar, kralların kralı, rablerin rabbi, ölümsüzlüğün tek sahibi, yaklaşılmaz ışıkta yaşayan, hiçbir insanın görmediği ve göremeyeceği tanrı, mesihi belirlenen zamanda ortaya çıkaracaktır. onur ve kudret sonsuza dek onun olsun! amin.

conformément à l`Évangile de la gloire du dieu bienheureux, Évangile qui m`a été confié.
mübarek tanrının bana emanet edilen yüce müjdesine göre bu böyledir.

voici, nous disons bienheureux ceux qui ont souffert patiemment. vous avez entendu parler de la patience de job, et vous avez vu la fin que le seigneur lui accorda, car le seigneur est plein de miséricorde et de compassion.
sıkıntıya dayanmış olanları mutlu sayarız. eyüpün nasıl dayandığını duydunuz. rabbin en sonunda onun için neler yaptığını bilirsiniz. rab çok şefkatli ve merhametlidir.

et quant aux bienheureux, ils seront au paradis, pour y demeurer éternellement tant que dureront les cieux et la terre - à moins que ton seigneur n'en décide autrement - c'est là un don qui n'est jamais interrompu.
ama kutlu olanlarsa cennettedir, orada ebedi kalır rabbinin dilediğinden başka hepsi, gökler ve yeryüzü durdukça; bitip tükenmesi olmayan bir bağıştır bu.