검색어: c'est vrai (프랑스어 - 터키어)

c'est vrai dans un sens.
bu bir bakıma doğrudur.

en un sens, c'est vrai.
bu bir bakıma doğrudur.

je pense que c'est vrai.
sanırım o doğru.

je voudrais savoir si c'est vrai.
bunun doğru olup olmadığını bilmek istiyorum.

tout ce qu'il dit est vrai.
onun bütün söylediği doğrudur.

il est vrai que ceux qui ne croient pas ne réussissent pas».
demek ki inkarcılar iflah olmazmış! demeye başladılar.

celui qui a reçu son témoignage a certifié que dieu est vrai;
onun tanıklığını kabul eden, tanrının gerçek olduğuna mührünü basmıştır.

ah! il est vrai que ceux qui ne croient pas ne réussissent pas».
demek gerçekten kafirler iflah olmaz!" demeğe başladılar.

il est vrai qu'allah augmente la part de qui il veut, parmi ses serviteurs, ou la restreint.
allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayıyor, dilediğine de ölçüyle veriyor/kısıyor.

stdevpa(6; 7; a1; 8) vaut 2.69..., si a1 est vrai
stdevpa( 6; 7; a1; 8), a1 true değerini taşıyorsa, 2. 69... değerini gönderir

car en ceci ce qu`on dit est vrai: autre est celui qui sème, et autre celui qui moissonne.
‹biri eker, başkası biçer› sözü bu durumda doğrudur.

toutefois, c`est un commandement nouveau que je vous écris, ce qui est vrai en lui et en vous ,car les ténèbres se dissipent et la lumière véritable paraît déjà.
yine de size yeni bir buyruk yazıyorum. bunun gerçek olduğu, mesihte ve sizde görülüyor. Çünkü karanlık geçiyor, gerçek ışık şimdiden parlıyor.

dis-[leur]: «apportez la thora et lisez-la, si ce que vous dites est vrai!»
"doğru sözlülerseniz tevrat'ı getirip okuyun," de.

il est vrai qu'allah augmente la part de qui il veut, parmi ses serviteurs, ou la restreint. si allah ne nous avait pas favorisés, il nous aurait certainement fait engloutir.
meğer allah dilediği kimsenin rızkını bol bol verir, dilediğinin rızkını kısarmış!Şayet allah bize lütfedip korumasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi.vah vah!

et jésus leur répondit: il est vrai que vous boirez la coupe que je dois boire, et que vous serez baptisés du baptême dont je dois être baptisé;
‹‹evet, olabiliriz›› dediler. İsa onlara, ‹‹benim içeceğim kâseden siz de içeceksiniz, benim vaftiz olacağım gibi siz de vaftiz olacaksınız›› dedi. ‹‹ama sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. bu yerler belirli kişiler için hazırlanmıştır.››

le ministre du développement de l'industrie et du commerce extérieur a refusé de donner les nom des entreprises qui exportent des armes (il est vrai que le traité n'a pas de disposition spécifique sur le commerce des armes non létales).
ve condor’un ürünleri hala 40’tan fazla ülkeye satılmaktadır. brezilya sanayi kalkınma ve dış ticaret bakanlığı silah ihraç eden şirketlerin sayısını açıklamayı reddediyor.

& kde; est un environnement de bureau pour tous les types d'unix;. bien qu'il est vrai que la plupart des développeurs de & kde; utilisent & linux;, & kde; fonctionne correctement sur de nombreux types de systèmes. vous pouvez toutefois avoir besoin de remanier quelque peu le code source pour que & kde; puisse compiler sur une variante peu populaire d'unix;, ou si vous n'utilisez pas les outils de développement & gnu;, en particulier le compilateur & gcc;.
& kde; tüm & unix; türleri için geliştirilmiş bir masaüstü ortamıdır. birçok & kde; geliştiricisinin & linux; kullandığı doğru olsa da, & kde; geniş bir sistem yelpazesinde rahatça çalışır. yine de, & kde; 'yi pek popüler olmayan & unix; türlerinde çalıştırmak istiyorsanız ya da & gnu; geliştirme araçlarını kullanmıyorsanız, özellikle de & gcc; derleyicisini, bunun için kaynak kodlarıyla oynayabilirsiniz,