검색어: compagnons (프랑스어 - 터키어)

o mes deux compagnons de prison!
"ey benim zindan arkadaşlarım!

et quels bons compagnons que ceux-là!
bunlar ne güzel arkadaştır!

dès qu`on le vit, on invita trente compagnons qui se tinrent avec lui.
filistliler onu görünce ona eşlik etmek üzere otuz genç getirdiler.

sa femme fut donnée à l`un de ses compagnons, avec lequel il était lié.
Şimşon'un karısı ise Şimşon'a eşlik eden sağdıca verildi.

le pentax optio w10 est un appareil convaincant et sans aucun doute, un des meilleurs compagnons de vacances.
böylece kameraya herhangi bir zarar gelemsi endişesini taşımadan hayal bile edemediğiniz kareleri pratik bir şekilde fotoğraflayabiliyorsunuz.

ceux qui ont été injustes auront une part [de tourments] pareille à celle de leurs compagnons.
artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır.

ensuite daniel alla dans sa maison, et il instruisit de cette affaire hanania, mischaël et azaria, ses compagnons,
sonra evine dönüp olup bitenleri arkadaşları hananyaya, mişaele, azaryaya anlattı.

puis, quand les deux partis se virent, les compagnons de moïse dirent: «nous allons être rejoints».
her iki topluluk birbirini görünce, musa'nın arkadaşları, "İşte yakalanıyoruz," dediler.

o mes deux compagnons de prison! qui est le meilleur: des seigneurs éparpillés ou allah, l'unique, le dominateur suprême?
ey benim iki zindan arkadaşım, birbirine aykırı rabler mi daha hayırlı, yoksa bir ve her şeye üstün olan allah mı?

il peut être considéré comme un compagnon idéal de vacances.
tatilde yanınızda taşıması kolay.