검색어: dressées (프랑스어 - 터키어)

et les montagnes comment elles sont dressées
bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmiş?

le jour où ils sortiront des tombes, rapides comme s'ils couraient vers des pierres dressées;
kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru koşarlar. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür.

le vin, le jeu de hasard, les pierres dressées, les flèches de divination ne sont qu'une abomination, œuvre du diable.
İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir.

nous mettrons des carcans à leurs cous, et il y en aura jusqu'aux mentons: et voilà qu'ils iront têtes dressées.
biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır.

(vous sont interdits aussi la bête) qu'on a immolée sur les pierres dressées, ainsi que de procéder au partage par tirage au sort au moyen de flèches.
bunlar fısktır (insanı yoldan çıkaran kötü şeylerdir). bugün artık inkar edenler, sizin dininiz(i yok etmek)den umudu kesmişlerdir.

celles-ci ne pourront pas les secourir, elles formeront au contraire une armée dressée contre eux.
(o tanrılar) kendilerine yardım edemezler. tersine kendileri onlar için hazırlanmış askerlerdir (onları korumaktadırlar).