검색어: la mort n'arrête pas lamour (프랑스어 - 터키어)

saut de la mort
İntihar atlayışı

la venue de la mort
Ölüm gelir

l'aide de chávez aux sinistrés ne s'arrête pas là.
2006 yılında, peru'da casas del alba açıldı.

toute âme goûtera la mort.
her benlik ölümü tadacaktır.

toute âme doit goûter la mort.
her can ölümü tadacaktır.

la mort est le destin de chacun.
Ölüm herkesin kaderidir.

ils répondirent: il mérite la mort.
buna ne diyorsunuz?›› ‹‹Ölümü hak etti!›› diye karşılık verdiler.

attendons pour lui le coup de la mort».
feleğin onun başına neler getireceğini göreceğiz” mi diyorlar?

c'est lui qui donne la vie et donne la mort.
dirilten ve öldüren o'dur.

ils n'y goûteront pas à la mort sauf leur mort première.
onlar orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar.

bien sûr, vous souhaitiez la mort avant de la rencontrer.
andolsun ki siz, ölümle yüzyüze gelmezden önce onu temenni ederdiniz.

jusqu'à ce que nous vînt la vérité évidente [la mort]».
"nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık."

dis: «la mort que vous fuyez va certes vous rencontrer.
de ki: "elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır.

moab se révolta contre israël, après la mort d`achab.
İsrail kralı ahavın ölümünden sonra moavlılar İsraile karşı ayaklandı.

dis: «allah vous donne la vie puis il vous donne la mort.
(ey muhammed!) de ki: "allah sizi diriltir.

dis: «ecartez donc de vous la mort, si vous êtes véridiques».
de ki, "Ölümü kendinizden savın da doğru sözlü olduğunuzu kanıtlayın."

et qu'il [l'agonisant] est convaincu que c'est la séparation (la mort),
(can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar.