Je was op zoek naar: you don't do that (Engels - Turks)

i hope you don't do that.
umarım onu yapmazsın.

i don't do that.
onu yapmam.

you can't do that!
bunu yapamazsın!

don't do that, ok?
onu yapma, tamam mı?

don't do that again.
onu tekrar yapma.

i suggest that you don't do that.
onu yapmamanı öneririm.

it just -- you don't want to do that.
neden olduğu açık, bunu yapmak istemezsiniz.

"johnny, don't do that."
"johnny, öyle yapma."

but you don't get to do that usually.
ama genelde bunu yapmak zorunda değilsiniz.

are you sure you don't want to do that?
bunu yapmak istemediğine emin misin?

can you do that?
onu yapabilir misin?

don't you dare do that again.
bir daha bunu yapayım deme.

and they said, oh, you don't need to do that.
dediler ki: "yo, öyle bir şey yapmana gerek yok;

but, actually, we don't do that.
ama bunu yapmıyoruz.

but you can do that.
fakat bunu yapabilirsiniz.

how did you do that?
onu nasıl yaptın?

don't do that. it's not your job.
bunu yapma. bu senin işin değil.

wait how did you do that
türkiyeli misin

i need you to do that.
onu yapmanı istiyorum.

and how do you do that?
ve bu nasıl yapılabilir?