Je was op zoek naar: boisson (Frans - Turks)

boisson
içecek

boisson alcoolisée
İçki

il est mélangé à la boisson de tasnîm,
karışımı tesnim'dendir (en üstün cennet şarabındandır).

quelle mauvaise boisson et quelle détestable demeure!
bu ne kötü bir içecek ve cehennem ne kötü bir duraktır!

et leur seigneur les abreuvera d'une boisson très pure.
onların rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: “İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! gayretleriniz makbul oldu.”

des fruits des palmiers et des vignes, vous retirez une boisson enivrante et un aliment excellent.
hurma ağaçlarının meyvalarından ve üzümlerden de sarhoşluk ve güzel rızık elde edersiniz.

regarde donc ta nourriture et ta boisson: rien ne s'est gâté; mais regarde ton âne...
(kemikleri nasıl birbirinden ayrılmış). seni de insanlara canlı bir delil yapmak için öldürüp dirilttik.

des fruits des palmiers et des vignes, vous retirez une boisson enivrante et un aliment excellent. il y a vraiment là un signe pour des gens qui raisonnent.
hurma ağacının meyveleriyle üzümlerden de şarap yaparsınız, güzel bir rızk elde edersiniz; şüphe yok ki bunda da akıl eden topluluğa bir delil var.

en 1995, la consommation épisodique sévère de boisson était en moyenne plus courante chez les garçons que chez les filles, mais cette différence a largement diminué en 2007.
1995 yılında, dönemsel ağır içme erkekler arasında kızlar arasında olduğundan ortalama olarak daha yaygındı ama bu fark 2007 yılında önemli oranda azalmıştır.

c'est lui qui, du ciel, a fait descendre de l'eau qui vous sert de boisson et grâce à laquelle poussent des plantes dont vous nourrissez vos troupeaux.
gökten suyu indiren o'dur. ondan hem size içecek vardır, hem de hayvanlarınızı otlatacağınız bitkiler.

boissons alcoolisées
alkollü İçecekler