Je was op zoek naar: dostojan (Kroatisch - Turks)

donosite dakle plod dostojan obraæenja.
bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin.

tko ne uzme svoga križa i ne poðe za mnom, nije mene dostojan.
Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir.

"to je bio istinski pothvat koji bi i danas bio dostojan slave.
etkinliği düzenleyen zoran blagojeviç setimes'a verdiği demeçte, "bu, bugün bile şöhreti hak edecek bir girişimdi.

briznem u plaè jer se nitko ne naðe dostojan otvoriti knjigu i pogledati u nju.
acı acı ağlamaya başladım. Çünkü tomarı açıp içine bakmaya layık kimse bulunamadı.

onaj koji za mnom dolazi, komu ja nisam dostojan odriješiti remenje na obuæi."
benden sonra gelen odur. ben onun çarığının bağını çözmeye bile layık değilim.››

kad oni doðoše isusu, usrdno ga moljahu: "dostojan je da mu to uèiniš
bunlar İsanın yanına gelince içten bir yalvarışla ona şöyle dediler: ‹‹bu adam senin yardımına layıktır.

dostojan je doista toliko veæe slave od mojsija koliko veæu èast od kuæe ima onaj tko ju je sagradio.
evi yapan nasıl evden daha çok saygı görürse, İsa da musadan daha büyük yüceliğe layık sayıldı.

da, ja sam najmanji meðu apostolima i nisam dostojan zvati se apostolom jer sam progonio crkvu božju.
ben elçilerin en önemsiziyim. tanrının kilisesine zulmettiğim için elçi olarak anılmaya bile layık değilim.

tek što je odnijela pobjedu na lokalnim izborima, srpska napredna stranka (sns) postaje dostojan takmac.
sırp İlerleme partisi, yerel seçimlerde kazandığı zaferin ardından zirveye aday oldu.

"tko ljubi oca ili majku više nego mene, nije mene dostojan. tko ljubi sina ili kæer više nego mene, nije mene dostojan.
annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir.

aleluja! hvalite jahvu jer je dobar, pjevajte bogu našem jer je sladak; svake hvale on je dostojan!
ona övgü yaraşır.

odgovori satnik: "gospodine, nisam dostojan da uðeš pod krov moj, nego samo reci rijeè i izlijeèen æe biti sluga moj.
ama yüzbaşı, ‹‹ya rab, evime girmene layık değilim›› dedi, ‹‹yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşir.

a sin æe mu: 'oèe! sagriješih protiv neba i pred tobom! nisam više dostojan zvati se sinom tvojim.'
oğlu ona, ‹baba› dedi, ‹tanrıya ve sana karşı günah işledim. ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.›

"ja vas, istina, krstim vodom na obraæenje, ali onaj koji za mnom dolazi jaèi je od mene. ja nisam dostojan obuæe mu nositi. on æe vas krstiti duhom svetim i ognjem.
gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. ben onun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. o sizi kutsal ruhla ve ateşle vaftiz edecek.

a kad je ivan dovršavao svoju trku, govorio je: 'nisam ja onaj za koga me vi držite. nego za mnom evo dolazi onaj komu ja nisam dostojan odriješiti obuæe na nogama.'"
yahya görevini tamamlarken şöyle diyordu: ‹beni kim sanıyorsunuz? ben mesih değilim. ama o benden sonra geliyor. ben onun ayağındaki çarığın bağını çözmeye bile layık değilim.›