Je was op zoek naar: he tamam o zaman (Turks - Engels)

o zaman
welcome to our family

o zaman.
then.

gel o zaman
you sure

tan le: tamam, o zaman küpü çekelim.
tan le: okay, so let's choose "pull."

o zaman ne?
so, what is it then?

konuş o zaman
speak then.

buyur o zaman.
then, here you are.

hadi başlayalım o zaman.
let's get started, then.

o zaman ayık mıydın?
were you sober at that time?

dh: o zaman başlıyoruz.
dh: then here we go.

biraz azalt o zaman.
you lower it then.

o zaman nasıl eğitilecekti?
and so how did she get educated then?

o zaman kanada'daydım.
i was in canada then.

o zaman zaman bana yazdı.
he wrote to me from time to time.

o zaman yusuf: "babacığım!
and he said: "o my father!

o, zaman zaman oğluna yazar.
she writes to her son from time to time.

o zaman tesadüfen hokkaido'daydık.
we happened to be in hokkaido then.

Çok şaşırmıştım, ve kendi kendime düşündüm ki "peki, tamam o zaman."
i was quite shocked by that, and thought to myself, "well, ok then.

tamam o da senin olsun önemli değil
okay, you can take it too. it doesn't matter

tamam. o an tür değiştirmeye bu kadar yaklaştım.
i came this close to changing species at that moment.