Je was op zoek naar: tohumunu siktigim gece gece delirtti beni (Turks - Engels)

o, bu gece gece görevindedir.
he is on night duty tonight.

evet, bütün gece gece kulüplerinde böyle geziyorum.
yeah, i walk around nightclubs all night like this.

ameliyattan önceki gece, gece yarısından itibaren bir şey yiyip içmemeniz istenecektir.
the night before surgery, you will be requested not to eat or drink anything from midnight.

kaza gece geç saatlerde oldu.
the accident happened late at night.

en geç gece yarısı evde olacağım.
i'll be home by midnight at the latest.

babam gece geç saatlere kadar içerdi.
my father used to drink till late at night.

annem dün gece geç saatlere kadar ayaktaydı.
my mother was up late last night.

dün gece geç saatlere kadar yatmadığı için kötü üşüttü.
he caught a nasty cold because he stayed up late last night.

biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk.
we conversed until late at night while eating cake and drinking tea.

bir kız için gece geç saatte kendi başına dışarı çıkması güvenli değildir.
it is not safe for a girl to go out by herself so late at night.

gece geç saatte atıştıran bir aslan -- fark ettiyseniz dişlerinden biri kırık.
a lion having a late night snack -- notice he's got a broken tooth.

herşey birkaç yıl önce başladı, bir gece geç bir saatte metroda eve giderken o arada düşünüyordum.
and so it all started several years ago, late one night when i was sitting on the subway, riding home, and i was thinking.

saatlerce pratik yaptıktan sonra, gece geç saatlerde ebeveynlerimin odasından yükselen tango ezgiyleriyle beraber janis joplin ve billie holiday dinlerdim.
late at night, after hours of practicing, i would listen to janis joplin and billie holiday as the sounds of tango music would be creeping from my parents' stereo.

bulgaristan'ın iktidar partisi gerb, perşembe gece geç saatlerde yapılan bir toplantıda ülkenin ekonomi ve sağlık bakanlarının istifasını kabul etti.
bulgaria's ruling gerb party accepted the resignations of the country's economy and health ministers at a late-night meeting on thursday.

o gece geç saatlerde annemin babama yalvardığını duydum, "ne olur bir şey yap ramu. araya giremez misin?"
late that night, i heard my mother begging my father, "please do something ramu. can't you intervene?"