Je was op zoek naar: yerim ben seni turkçe'yide (Turks - Frans)

ben seni istiyorum
i want you.

ben seni seçtim.
moi, je t'ai choisi.

ben seni seçtim, şimdi vahyolunanı dinle.
moi, je t'ai choisi. ecoute donc ce qui va être révélé.

ben, seni kendime (peygamber) seçtim.
et je t'ai assigné à moi-même.

düşün ki: ben seni ruhu'l-kudüsle desteklemiştim.
au berceau tu parlais aux gens, tout comme en ton âge mûr.

ben senin amk
bon anniversaire frère

"ben seni seçtim; artık vahyolunanları dinle."
moi, je t'ai choisi. ecoute donc ce qui va être révélé.

ben senin babanım.
je suis ton père.

doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum".
je te vois, toi et ton peuple, dans un égarement évident!»

ben senden daha iyiyim.
je suis meilleur que toi.

"ve ben seni seçtim; o halde vahyedilecek olanı dinle!"
moi, je t'ai choisi. ecoute donc ce qui va être révélé.

"ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle."
moi, je t'ai choisi. ecoute donc ce qui va être révélé.

"ben seni seçtim, şimdi (sana) vahyolunacak şeyleri dinle."
moi, je t'ai choisi. ecoute donc ce qui va être révélé.

"benim ben, senin rabbin!
je suis ton seigneur.

ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır.
je ne vous remercierai jamais assez de votre gentillesse.

meryem demişti: "ben senden, rahman'a sığınıyorum.
elle dit: «je me réfugie contre toi auprès du tout miséricordieux.

"beni öldürmek üzere elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için sana elimi uzatmam, çünkü ben, alemlerin rabbi olan allah'tan korkarım.
si tu étends vers moi ta main pour me tuer, moi, je n'étendrai pas vers toi ma main pour te tuer: car je crains allah, le seigneur de l'univers.

andolsun, eğer sen beni öldürmek için bana elini uzatırsan, ben seni öldürmek için sana elimi uzatmam. Çünkü ben alemlerin rabbinden korkarım!
si tu étends vers moi ta main pour me tuer, moi, je n'étendrai pas vers toi ma main pour te tuer: car je crains allah, le seigneur de l'univers.

ben senin 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın' diyeceğinden korktum." dedi.
je craignais que tu ne dises: «tu as divisé les enfants d'israël et tu n'as pas observé mes ordres».

Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum.
puis quand celui-ci fut en âge de l'accompagner, [abraham] dit: «o mon fils, je me vois en songe en train de t'immoler.