Je was op zoek naar: getiriyorum (Turks - Koreaans)

getiriyorum.
let me have that.

- getiriyorum.
- 네, 곧 나옵니다

hemen getiriyorum.
알았어.

getiriyorum dr. yang.
가져올게요, 닥터 양

dile getiriyorum sadece.
말이 그렇단거지

hemen anahtarları getiriyorum.
열쇠 가지고 금방 올게요

geri getiriyorum, az kaldı.
다시 연결이... 거의 다 됐습니다!

hücreyi hazırlayın. onu getiriyorum.
지금 연행 중이니 유치장을 준비하도록!

sadece daha kullanışlı hale getiriyorum.
그냥 좀 좋게 바꿔보려고

Şimdi de partiyi oğlana getiriyorum.
애를 파티에 데려왔고 파티를 애한테 데려다줘야지

Öyle diyorlar. suyunuzu hemen getiriyorum.
남들이 그러더군요.

senden nefret etmediğimi söylemeye getiriyorum.
봐요, 내 말은... 난 당신을 미워하지 않아요

ama derek, masaya bir sürü şey getiriyorum.
데릭, 전 많은 것들을 끄집어내서 논의 하에 놓는답니다.

İşte bu yüzden sizleri meydana getiriyorum.
that is why, i'm making each of you.

-yapmayın. bunu zaten düşünüyordunuz. ben dile getiriyorum.
저기요, 이미 생각해봤을 테고 전 그냥 말하는 것뿐이에요

neden hep kocalarımı ölümle burun buruna getiriyorum?
honey, it's okay.

dünyanın en iyi cerrahlarını, sana yardım etmeleri için getiriyorum.
최고의 외과의들을 데려와서 치료하고 있잖나

‹‹bunların hepsini gençliğimden beri yerine getiriyorum›› dedi adam.
여 짜 오 되 ` 이 것 은 내 가 어 려 서 부 터 다 지 키 었 나 이 다

Ölümümün ertelenmesi sayesinde çok önemli bir vazifeyi yerine getiriyorum.
덕분에 일을 처리할 말미를 얻었습니다

ben de, sigortasından biraz daha para alabilmek için onu buraya getiriyorum.
그래서 보험금이라도 좀 짜내보려고