Você procurou por: leef (Africâner - Turco)

hy leef
o yaşıyor.

hy leef nog!
hâlâ yaşıyor.

- leef sy nog?
- oh... evet. - hala hayatta mı?

wel, dan leef sy.
o halde, yaşıyor.

en gelukkig leef hy nog
ve şükürler olsun ki hâlâ hayatta.

leef jou moeder nog, germain?
- hayatta, evet.

in sy eie leefwêreld, maar hy leef nog
belki kendi dünyasında ama; hâlâ hayatta.

'n vis in 'n akwarium leef in gevangenskap.
bir akvaryumda esaret altında yaşayan bir balık.

maar so waar as ek leef en die hele aarde van die here se heerlikheid vol sal word,
‹‹ne var ki, varlığım ve yeryüzünü dolduran yüceliğim adına ant içerim ki,

tydbomme wat ondergronds leef in ons wêreld omdat die reaksie dikwels baie later as die oorsaak kom
aramızda gizlice yaşayan zaman bombaları gibiler. verdikleri tepki, asıl olaydan çok daha sonra olduğu için.

as kind het ek 'n prenteboek gehad waarin ek gesien het hoe hulle leef.
ne güzel bir yaşamdı!

as dit moontlik is, sover as dit van julle afhang, leef in vrede met alle mense.
mümkünse, elinizden geldiğince herkesle barış içinde yaşayın.

daarom kan hy ook volkome red die wat deur hom tot god gaan, omdat hy altyd leef om vir hulle in te tree.
bu nedenle onun aracılığıyla tanrıya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.

en een van die vier lewende wesens het aan die sewe engele sewe goue skale gegee, vol van die grimmigheid van god wat leef tot in alle ewigheid.
dört yaratıktan biri yedi meleğe, sonsuzluklar boyunca yaşayan tanrının öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi.

"een liewe woord van u, en ek leef, een harde woord, en ek sterf"
senden gelecek bir acımasız söz ve ben ölürüm." "Ölümden korkuyor olmamın artık benim için bir önemi yok."

hieraan sal julle getoets word: so waar as farao leef, julle sal hiervandaan nie trek tensy dat julle jongste broer hierheen kom nie.
sizi sınayacağım. firavunun başına ant içerim. küçük kardeşiniz de gelmedikçe, buradan ayrılamazsınız.

maar hy leef! god bestaan, maar omdat mense hom nie meer liefhet, het hy homself versteek, sodat ons nie sy gebroke hart kan sien nie
ama artık sevilmiyor, bu yüzden kırık kalbini gizlemek için uzaklara saklandı.

al was hierdie drie manne daarin, so waar as ek leef, spreek die here here, hulle sou geen seuns of dogters red nie, maar net hulle sou gered word.
varlığım hakkı için diyor egemen rab, bu üç kişi orada olsa bile, ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirler. ancak kendi canlarını kurtarabilirler.