Você procurou por: adversity (Inglês - Turco)

face adversity with courage.
güçlüklerle cesaretle yüzleş.

touched by adversity, he is fretful.
başı derde düştü mü sızlanır durur.

surely we will ease his way unto adversity.
ama, cimrilik eden, kendini allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.

for him we shall ease the way of adversity,
ama, cimrilik eden, kendini allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.

their adversity among themselves is very great.
(allah'tan çok sizden korkarlar).

but when adversity touches him, he is in despair.
başına bir dert gelince de ümitsizliğe düşer. [17,67; 10,12]

she carries on smiling even in the face of adversity.
o sıkıntıyla karşılassa bile gülümsemeyi sürdürür.

then when adversity touches you, to him you cry for help.
nitekim, bir sıkıntıya uğradığınızda sadece o'na yalvarırsınız.

when adversity touches the human being, he calls on us.
İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize du'a eder.

so we responded to him and removed what afflicted him of adversity.
biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık.

if god touches you with adversity, none can remove it except he.
allah sana bir keder dokundurursa, onu o'ndan başka açacak yoktur.

we did not even -- i think adversity is not even the right word.
hatta--- sanıyorum sıkıntı kelimesi doğru seçim olmayacak.

'lord' they will reply, 'adversity prevailed over us and we were erring.
"rabbimiz," diyecekler, "bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk."

they shall say, 'our lord, our adversity prevailed over us; we were an erring people.
"rabbimiz," diyecekler, "bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk."