Você procurou por: intentional (Inglês - Turco)

is intentional
ghee

that's intentional.
bu amaçlandı.

our emphasis on solutions is quite intentional.
bizim "çözüm" üzerindeki vurgumuz tamamen kasıtlı

but that's not apathy; that's intentional exclusion.
ama buna ilgisizlik diyemeyiz; işte bu kasıtlı dışlamadır.

what it is, it's a landscape that is an intentional one.
bu ne, bilincli yapilmis bir peyzaj.

artificial selection is the intentional selection of traits in a population of organisms.
yapay seçilim, canlı popülasyondaki istenilir bir özelliğin bilinçli olarak seçilimidir.

is it the fact that it's an intentional attack by, quote, outsiders?
yoksa "yabancılar" tarafından yapılan kasıtlı bir saldırı olması mı?

a third is that i wanted hot water for tea -- that's an intentional argument.
Üçüncüsü, çay için sıcak su istedim. bu kasıtlı bir akıl yürütmedir.

cold spring is the intentional deformation of piping during assembly to produce a desired initial displacement or stress.
query length limit excedeed. max allowed query : 500 chars

after reviewing the transcripts, however, he said that the reporting bordered on "intentional".
ancak zabıtları inceledikten sonra, haberciliğin "kasıtlılığın" sınırında olduğunu söyledi.

this is an idea that we got from a fellow tedster here, dan dennett, who talked about taking the intentional stance.
burada konuşan bir başka ted konuşmacısından öğrendiğimiz bir fikir bu, kasıtlı bir tutum alma ile ilgili konuşmuştu.

a "hack" feature is included, where the player can press r1 to attempt an intentional foul, such a high sliding tackle.
a "hack" feature is included, where the player can press r1 to attempt an intentional foul, such a high sliding tackle.

the statement read that velchev, who assumed the post from nikola filchev in late february, wants special scrutiny paid to cases involving procedural violations, intentional delays, and outside influences exerted on prosecutors.
bildiride, görevi Şubat ayı sonlarında nikola filchev'den devralan velchev'in prosedür ihlalleri, kasıtlı gecikmeler ve savcılara dışarıdan uygulanan baskılarla ilgili davaların özellikle incelenmesini istediği ifade ediliyor.

when they do do intentional physical activity, it's the things they enjoy. they tend to walk, the only proven way to stave off cognitive decline, and they all tend to have a garden.
kalori yakıyor. kendi istekleriyle fiziksel aktiviye yapmak isterlerse bunlar, hoşlandıkları şeyler oluyor. genellikle yürüyüş yapıyorlar. beyin fonksiyonlarının azalmasını engellediği kanıtlanan tek şey yürüyüş yapmak. ve genellikle hepsinin bir bahçesi var.

every new invention changes the world -- in ways both intentional and unexpected. historian edward tenner tells stories that illustrate the under-appreciated gap between our ability to innovate and our ability to foresee the consequences.
her yeni buluş dünyayı, hem hedeflenen, hem de beklenmeyen yollarla değiştiriyor. tarihçi edward tenner yenilik yapma yeteneğimiz ile sonuçlarını öngörme yeteneğimiz arasındaki değeri bilinmeyen boşluğu tasvir edecek hikayeler anlatıyor.

"it's barbarism … when you have a police officer running up to you and smashing your head, it's an intentional hit," he told setimes.
setimes'a konuşan messinis, "bir polis memurunun size doğru koşarak kafanıza kasıtlı olarak vurması ... barbarlıktır." dedi.