Você procurou por: that's allowed? (Inglês - Turco)

Tradução automática

Tentando aprender a traduzir a partir dos exemplos de tradução humana.

English

Turkish

Informações

English

that's allowed?

Turkish

 

De: Tradução automática
Sugerir uma tradução melhor
Qualidade:

Contribuições humanas

A partir de tradutores profissionais, empresas, páginas da web e repositórios de traduções disponíveis gratuitamente

Adicionar uma tradução

Inglês

Turco

Informações

Inglês

is that allowed?

Turco

İzinli mi?

Última atualização: 2014-02-01
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

i suppose that's allowed.

Turco

sanırım buna izin var.

Última atualização: 2014-02-01
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

what were those things that allowed us to hide this?

Turco

bunu saklama imkanı veren şeyler neydi?

Última atualização: 2015-10-13
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

that allowed police to evacuate the building ahead of the explosion.

Turco

bu sayede polis binayı patlamadan önce tahliye edebildi.

Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

we also had to create an articulating tongue that allowed him to enunciate his words.

Turco

ayrıca, kelimelerini telaffuz edebilmesi için anlaşılır bir dil yaratmamız gerekiyordu.

Última atualização: 2015-10-13
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

and i put in front of them an authentic experience that allowed them to learn for themselves.

Turco

ve onların önüne sahici bir deneyim koyarak kendilerinin öğrenmesine izin verdim.

Última atualização: 2015-10-13
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

he commanded the massive artillery assault that allowed the soviet breakthrough along the mannerheim line in 1940.

Turco

1940 yılında mannerheim hattı boyunca sovyet taarruzundan önceki çok geniş çaplı topçu bombardımanını yönetir.

Última atualização: 2016-03-03
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

technology is an instrument that allowed me to manifest my visions in high definition, live, on stage.

Turco

teknoloji yüksek çözünürlüklü olarak, sahnede canlı bir şekilde vizyonumu ortaya koymam için bir enstrüman.

Última atualização: 2015-10-13
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

i basically created a menu that allowed people to choose the amount and volume of food that they wanted to consume.

Turco

ben temel olarak, insanlara kaç tane ve ne kadar miktarda tüketmek istedikleri yemek secmeyi mümkün kılan bir menü oluşturdum,

Última atualização: 2015-10-13
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

you could now get a lot more power in a lot smaller space, and that allowed the engine to be used for mobile applications.

Turco

artık daha küçük alandan çok daha büyük güç elde edebilirdiniz bu da motorun taşınabilir platformlarda kullanılabilmesini sağlıyordu.

Última atualização: 2015-10-13
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

harris later said: "since i myself the long shot, i didn't care that much, and i think that allowed a freedom.

Turco

harris oyuncu seçimleri hakkında daha sonra şöyle demiştir: ""Çekimi çok önemsemedim ve bu bana bir özgürlük sağladı.

Última atualização: 2016-03-03
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Aviso: contém formatação HTML invisível

Inglês

iliev was forced to resign last year due to a scandal involving a serbian mobster who obtained bulgarian identity documents that allowed him to travel freely in eu countries.

Turco

İliev, bir sırp gangsterin kendisine ab ülkelerinde serbestçe dolaşma olanağı sağlayan bulgar kimlik belgeleri edinmesiyle ilgili skandal yüzünden geçen yıl istifa etmek zorunda kalmıştı.

Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

and believe it or not, that was the first show on chinese television that allowed its hosts to speak out of their own minds without reading an approved script.

Turco

ve ister inanın, ister inanmayın, bu Çin'de sunucuların, onaylanmış bir metni okumadan kendi fikirlerini söylemesine izin veren ilk televizyon programıydı.

Última atualização: 2015-10-13
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

by adopting the changes, lawmakers scrapped a provision in the original law that allowed the handover of only those indicted before april 2002, when the legislation was first passed.

Turco

söz konusu değişikliklerle milletvekilleri yasanın ilk hâlinde var olan yalnızca 2002 yılı nisan ayından önce aleyhlerinde dava açılan savaş suçu sanıklarının iadesine olanak tanıyan maddeyi değiştirmiş oldu.

Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

authorities suspected igor milosevic, serbia's former vice-consul to new york, of issuing a temporary passport to miladin kovacevic that allowed him to leave the united states in june.

Turco

yetkililer, sırbistan'ın eski new york konsolos yardımcısı İgor miloseviç'in mladin kovaceviç'e haziran ayında abd'den ayrılmasına olanak sağlayan geçici bir pasaport çıkarttığından şüpheleniyorlar.

Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

the changes that allowed us to do that, the evolution of this highly adaptable brain that we all carry around with us, allowing us to create novel cultures, allowing us to develop the diversity that we see on a whirlwind trip like the one i've just been on.

Turco

bunu yapmamıza izin veren değişiklikler, sahip olduğumuz son derece uyumlu bu beynimizin evrimleşmesi ve yeni kültürler yaratmamıza izin vermesi. yeni yaptığım gibi bu tarz başdöndürücü gezilerde gözlemlenebilen çeşitliliği geliştirmemize izin veren

Última atualização: 2015-10-13
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

indeed, it was the fragmentation of the secularist electorate that allowed the akp to grab two-thirds of the seats in parliament, even though it only received 34% of the vote.

Turco

aslında oyların yalnızca yüzde 34’ünü alan akp’nin, meclisin üçte ikisini ele geçirmesini sağlayan da, laik kesimdeki bu bölünme oldu.

Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

===professional era===in 1989, through the leadership of president borislav stanković, fiba approved the rule that allowed nba players to compete in international tournaments, including the olympics.

Turco

=== profesyonel dönem ===1989'da borislav stanković 'in başkanlığında fiba, nba oyuncularının olimpiyat oyunları da dahil olmak üzere, uluslararası turnuvalarda mücadele edebilmelerine izin verdi.

Última atualização: 2016-03-03
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Inglês

"general djukic was ultimately responsible for the failures of planning and command that allowed these events to occur," said nhqsa commander brigadier general steven schook, who personally called djukic to inform him of the decision. "he was also responsible for the failure of the vrs to react promptly and effectively to restore confidence in the reliability and constitutional loyalty of the vrs."

Turco

kararı bildirmek için cukiç'i bizzat telefonla arayan nhqsa komutanı tuğgeneral steven schook, "general cukiç bu olayların meydana gelmesine imkan veren planlama ve komuta yetersizliklerinden kesinlikle sorumludur," diyerek şöyle devam etti: "ayrıca general, vrs'nin çabuk ve etkili şekilde tepki veremeyip, vrs'nin itibarına ve anayasaya sadakatine duyulan güveni geri kazanamamasından da sorumludur."

Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:

Aviso: contém formatação HTML invisível

Consiga uma tradução melhor através
7,781,154,445 de colaborações humanas

Usuários estão solicitando auxílio neste momento:



Utilizamos cookies para aprimorar sua experiência. Se avançar no acesso a este site, você estará concordando com o uso dos nossos cookies. Saiba mais. OK