Você procurou por: together we are stronger (Inglês - Turco)

together, we can.
birlikte, yapabiliriz.

men are stronger than women.
erkekler kadınlardan daha güçlüdür.

lions are stronger than wolves.
aslanlar kurtlardan daha güçlüdür.

working together, we can make this real.
birlikte çalışarak bunu gerçekleştirebiliriz.

and together we improve the original concept.
ve onlarla birlikte orjinal fikri geliştiririz.

generally speaking, men are stronger than women.
genelde erkekler kadınlardan daha güçlüdür.

by working together, we can create peace one day.
beraber çalışarak, bir gün barışı yaratabiliriz.

but those who believe are stronger in love for allah.
müminlerin allah'ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir.

alone we can do nothing, together we can do a lot.
tek başımıza hiçbir şey yapamayız, ama birlikte pek çok şeyi başarabiliriz.

and together we would trek a thousand kilometers across india.
ve beraber hindistan'da bin kilometre yol katettik.

but now we are intimately locked together.
fakat şimdi fazlasıyla yakından bağlandık birbirimize.

"we are living together," he says.
arnavutlarla sırpların birarada yaşayamayacağını kim söyledi bilmiyorum”, diyor.

and we have to pull it all together. we have composting in all of our schools.
ve her şeyi bir araya getirmeliyiz. tüm okullarımızda atıklar gübreye dönüştürülebiliyor.

"together, we will say no to the violation of kosovo's sovereignty.
yayınladıkları ortak bildiride stk'lar, "birlikte, kosova'nın egemenliğinin ihlaline hayır diyeceğiz.

all that we are good at should be joined together.
İyi olduğumuz bütün yanların bir araya toplanması gerekiyor.

by working and standing together, we know that an excellent future will be reached.''
birlikte çalışarak mükemmel bir geleceğe ulaşabileceğimizi biliyoruz."

but instead a relationship that can promote respect and hope and this optimism that together we can move forward.
bu sayede aramızdaki ilişiki karşılıklı saygıya, umuda ve iyimserliğe dayanabiliyor, birlikte mesafe katedebiliyoruz.

in this room, all this expertise, if we joined it all together, we could change the world.
bu odada, bu uzmanlıklarla bir araya gelebildiysek, dünyayı da değiştirebilirdik.

if we can get enough of these streams of information together, we can perhaps start to understand the war.
bu bilgi akışını bir araya getirebilirsek belki savaşı anlamaya başlayabiliriz.

yea! we are able to put together evenly his finger-tips.
evet, biz onu, parmak uçlarına varıncaya kadar bütün incelikleriyle yeniden yapmaya kadiriz.